2 Temmuz'da Ankara'da, Madımak olaylarının 31'inci yıldönümü dolayısıyla anma programı düzenlenendi. Programa Ankara'dan birçok dernek, siyasi partiler, ozanlar ve hayatını kaybeden vatandaşların yakınları katılım sağladı.
Saat 17.00'de Beşevler metro çıkışında toplanan grup, ellerinde pankartlarla Anıt Parkı'na yürüyüş gerçekleştirdi. Saat 18.00'da Anıt Park'ta bir araya gelen kalabalık, Madımak Oteli'nde hayatını kaybeden kişilerin fotoğraflarını ellerinde tutarak isimlerini teker teker okuyarak andılar. Grup, "Sivas'ı unutma, unutturma!" sloganları atarak Madımak olayını unutmadıklarını vurguladı. Katılımcılar, Madımak Oteli'nin "utanç müzesi" olması gerektiğini belirterek, 31 yıl önce yaşananların insanlık suçu olduğunu ifade ettiler. Madımak Olayları davasının zaman aşımına uğramasına tepki gösterenler, bu kararı kabul etmediklerini dile getirdi.
GÜLSÜM KARABABA'NIN ABLASINDAN AÇIKLAMA
Sivas'ta madımak olaylarında hayatını kaybeden Gülsüm Karababa'nın ablası Nilgün Karababa, polatlıpostası.com'a verdiği özel röportajda, yaşadıkları zorlukları ve acıları yıllarca yüreklerinde taşıdıklarını belirtti. Bu tür davaların "insanlık suçu" olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek Anayasa Mahkemesi'ne seslenen Karababa, şunları aktardı:
"Alanlarda olduğumuz için acımızı yüreğimize gömüyoruz. Dışarıya karşı güçlü ve dirençli gözükmemiz gerektiğini düşünüyorsuz ama yalnız olduğumuzda, çok zorlu bir süreç yaşadık. Otuz bir yıldır gerçekten inanılmaz zorluklar ve acılar yaşadık. O olaylardan sonra hiçbir zaman hayatımız aynı şekilde olmadı. Bu dava, çok zor bir davaydı. Devletle karşı karşıya kaldığımız ve sürekli devletle çatıştığımız bir dava süreci oldu. 31 yıldır bizi geri adım attıramadılar. Özellikle bu dava sürecinde abimin, Hüseyin Karababa'nın çok emeği vardır. Abim bu davadan asla geri adım atmadı. Bundan sonra da tekrar buna benzer olayların olmaması için bu şekildeki davaların insanlık suçu davası olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Arıca, bu tür davalarda zaman aşımı olmaması gerekiyor. Ben Anayasa Mahkemesi'ne sesleniyorum, bizim 8 yıldır bireysel başvurumuz var. Anayasa Mahkemesi bu davaya 'Bu bir insanlık suçudur' onayını vermek zorunda."
"OZANLARIN TÜRKÜLERİNİ DUYDUĞUMUZDA OLAYLAR AKLIMIZA GELİYOR"
Halk Ozanları Kültür Derneği'nin (OZAN-DER) Başkanı Kenan Şahbudak bu sene dört Ozan Kurumu'yla birlikte komite oluşturduklarını belirtti. Komitenin sözcülüğünü yaptığını belirten Şahbudak, özellikle madımak olayının yaşandığı 2 Temmuz gibi önemli günlerde, birlikte hareket etmeyi kararlaştırdıklarını belirtti. İşbirliği sonrasında ilk kez 2 Temmuzda burada olduklarını ifade eden Şahbudak, madımak olaylarının unutulacak bir olay olmadığını belirterek şunları aktardı:
"31 yıl, sanki üç gün gibi ama aslında unutulacak olaylar değil. Çünkü o insanlar türkü söylemek için, yazarlarımız kitap imzalamak için, semahçılarımız, semah dönmek için oradalardı. Bunların Hiç günahı yoktu ve günahsız insanlar katledildi. Bizler hayatını kaybeden insanların anılarını yaşatacağız. Çok üzgünüz, acımız dinmiyor. Ozanların her türküsünü duyduğumuzda bu olay aklımıza geliyor."