Farklı medeniyetlerin hüküm sürdüğü kadim bir şehir olan Ankara, Paleolitik dönemden başlamak üzere, Neolitik ve Bakır Çağı boyunca bölgede toplu yaşamlar devam etmiştir. Bu sebepten ötürü, şehrin yerleşim düzeni uzun yıllara dayanmaktadır. Başkentin ilk yerleşim yerlerinden bir tanesi olan Altındağ ilçesinde yer alan Ulus semtinde bulunan kale bölgesi, şehirdeki ilk yerleşik düzenin olduğu alan arasında sayılmaktadır. Günümüzde gelişen teknolojiler ve yeni yapılaşma nedeni ile pek fazla Ankara'ya özgü evlere rastlanmasada, özellikle kale bölgesinde eski Ankara Evlerini görmek mümkündür.
MİMAR KARAGÖZ ANKARA EVLERİNİN ÖZELLİĞİNİ ANLATTI
Kendine has tarzda olan Ankara evleri, geçmiş yaşamın mahalle ve insanlık kültürünü yansıtan en önemli özgün yapılardır. Genellikle iki kattan oluşan Ankara Evleri, kışlık ve yazlık olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Mimar Halil İbrahim Karagöz, Ankara Kalesinin çevresinde yer alan ve günümüzde restore edilen Ankara evlerinin özelliklerine dair önemli bilgiler verdi. Karagöz, Ankara Evleri olarak bilinen konakların, taş kagir duvarlı ahşap çıkmalardan oluştuğunu belirtti. Evlerin zemini, belli bir bölümde taş ile sağlamlık oluşturulurken, ilerleyen kotlarda ahşap iskeletiyle oluşturulduğunu söyledi. “Bu bölgede bulunan yapılar, Ankara evlerinin çok nitelikli özelliklerini bizlere göstermektedir” diyen Karagöz, ahşaplar evlerde, kök boyalar ve birçok bezemelerle, sanatsal işleme ve figürleri barındırdığını ifade etti.
"PENCERELER BİRBİRİNE BAKAMAZDI"
Geçmiş yıllarda mahremiyete çok önem verilmesi nedeni ile evlerin inşasında dikkat edilen pencere detayları olduğunu söyleyen Karagöz, şunları söyledi:
“Örneğin o dönem itibariyle mahremiyete çok önem verildiğinden, bir yapının üzerinde veya karşısında herhangi bir yapı yer almıyorsa, o tarafa pencere konulurdu. O dönemde, hiçbir pencere başka bir evin penceresine doğrudan bakmazdı. Bu duruma çok önem verilirdi.”
