Polatlılı yazar ve senarist Gökçe Nas Oğuzlar erken teşhis edilemeyen kalça çıkığı nedeniyle 8 kez ameliyat geçirdi. Doktorların yürüyemez demesine rağmen hayata tutunarak ve hiçbir zaman vazgeçmeyerek bir çok kişiye hem umut ışığı hem de destek oldu. 28 yaşındaki genç yazar ne okumaktan ne yazmaktan ne de destek ve umut ışığı olmakta hiçbir zaman vazgeçmedi ve fantastik roman yazarlığı, roman yazarlığı, senaryo yazarlığını devam ettirerek pek çok kişi ile eserlerini buluşturdu. 

Yapay zeka ile Atatürk'ün ağzından milli takıma mesaj gönderildi Yapay zeka ile Atatürk'ün ağzından milli takıma mesaj gönderildi

20 Mayıs 1993'te Ankara'da doğdum. Doğum sırasında fark edilmeyen kalça çıkığı nedeniyle destekle yürüyorum. İlk, orta ve orta öğrenimimi Ankara'nın Polatlı ilçesinde aldım. 2016 yılında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum ve aynı yıl Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Pedagojik Formasyon Eğitimimi tamamladım. 5 yıl boyunca  yerel bir gazetede köşe yazarlığı yaptım. LÖSEV etkinliklerine gönüllü üye olarak aktif olarak katılıyorum. Yazarlık kariyerim ise 2017 yılında başladı ve hala bu serüven devam ediyor.

Gökçe Nas Oğuzların Yazarlık Serüveni Nasıl Başladı?

Oğuzlar,“İlk okul ikinci sınıfta günlük tutarak başladım. Lise 3. Sınıftayken Öyle Bir Geçer Zamanki diye bir dizi vardı. Orada bir karakter kendi hayatını yazıyordu ve bende yapabilir miyim dedim acaba kelimelerle kendime nasıl bir yol bulurum dedim. İlk roman denemem “Her Şeye Rağmen Yeni Bir Başlangıç” oldu ama çıkartmaya korktum yazdıkça o dünyanın başka bir dünya olduğunu anladım. Yazarken sana aralanan dünyaların başka bir dünya olduğunu ve bunun sana yeni kapılar açtığını anladım. Lise 3. Sınıfta yazar ve senarist olmaya karar verdim ve eğitimimi de bu yönde almaya karar verdim. Ailem bu konuda bana çok destek oldu ve edebiyat bölümünü tercih ettim.”dedi.

İlk eser’in Canan’ın hikayesi nedir?

Oğuzlar “ Şuan 4 basılı kitabım var 5. Kitabım baskıda 6 kitabım üzerine çalışıyorum. Üniversite 2. Sınıftayken İlk göz ağrım Cana’ı yazdım. Canan’da bir aşkın masumiyetini anlatmaya karar verdim. Canan Fransız edebiyatı mezunu, aile problemlerini ele aldım. Aşkta fedakarlıkta ne kadar ileri gidilebileceğini işledim. Canan’dan Sonra Hiç Bitmeyen Masallar eserimi yazdım. Yazım süreci tam 5 buçuk yıl sürdü. Üniversitede bize türk ve yurt dışında anlatılan masalları karşılaştırma tekniklerini öğrettiler. Fakat ben masallardaki sonsuza kadar mutlu yaşadılar cümlesine hiçbir zaman inanmadım. Bana bu yetmez dedim ve karakterleri günümüz 21. Yüzyılına hapsedeyim ve yabancı ile türkü karıştırarak yaptım çünkü masallar evrenseldi bana göre. Pamuk Prensesle prens evleniyor ve mutlu sonla bitiyor ben oradan başladım kraliçenin lanetini uyguladım beni kitabında kraliçe ölmedi. Pamuk Prenses ile prensin kızları Emma kurtarıcı dediğimiz kişi çıktı ortaya. Diğer masal kahramanlarını kurtarmak için masallar şehrindeki mücadelesine başladı.”

Karakterlerinin ana teması nedir?

Oğuzlar, “Benim karakterlerim banane bu dünya beni ilgilendirmez diyen karakterler olmadı. Bu da benim kendi yapımdan kaynaklı, ben savaşçı bir kızım karakterlerimde öyle. Savaşçı olmak zorundayım başka çarem yok dünyanın gidişatı böyle. Ben bütün karakterlerime kendimden bir parça verdim. Yeni yazdığım kitabımda da kitabımın ismi “Adaletin Peşinde Koşarken”  bu kitabımda da bir inanışları bir mücadeleleri var. Gerçek dünya da düştüğün zaman seni kaldıracak kimse yok seni senden başka kimse kaldıramaz. Senin kendi mücadelen gerekiyor. Ben hiçbir zaman sosyal hayatımdaki yaşamımdaki sorunlarımı yazarken hikayelerime yansıtmam. Ben bilgisayarımın başına oturduğumda ben Gökçe Nas Oğuzlar değilim senarist yazarım. Son kitabım 6 tane çocuğu hayat hikayesini anlatıyor. Fantastik türdeki en duygusal olarak da zorlandığım bir eser. Bir annenin evladı için neler yapabildiğini gördüm.”

Gökçe Nas Nasıl Bir Karakter?

Oğuzlar, “Kırgınlıkları olan ne kadar mükemmelim desem de bir yerde yaraları olan bir kızım ben bunu belli etmesem de insanlara karşı hep gülsem de bu başımıza gelebilir desem de çocukken yapmadığım için kızgınım. Belki de kendimi affedemiyorum bir yerde kendimi törpülemede bir sıkıntım var.yaşadıklarımla ilgili olan bir durum kişi kendi söküğünü dikemezmiş benim yaptığım karakterlerimde kendim kalkamadığım için bütün karakterlerimi kaldırmaya çalışıp o mücadelenin içine sokuyorum.”

Gökçe Nas’ın En Büyük Hedefi Ne?

“yapım şirketi açıp yapımcı olup kendi dizi projelerimi yapmak. Üretmek istiyorum sektöre atıldığımda umudu kırılan biriydim. Her projeyi beğenmeyen oluyor insanın umudunu kırıyorlar ve umudun kırılması çok kötü bir şeydir. İnsanın devam edebilmesi için bir şeye tutunması gerekiyor. Bu da beni hikayesine inana insanlarla birlikte bir şekilde yol almaya itiyor. Ben bu yolları geçtim aşamaları atlattım ondan sonra Gökçe Nas Oğuzlar oldum. Kendi yapım şirketimi açacağım diye umut ediyorum. Bir sinem projem var onu da çekersem yapımcı da olacağım.

Oğuzlar, “Herkes Sevdiği İşi Yapsa Hayat Daha İyi Olur”

Oğuzlar, “Ben işimi seviyorum herkes sevdiği işi yapsa hayat daha iyi olur. Son eserim “Adaletin Peşinde” projesini yazarken gurur duydum. Kendimle de gurur duydum karakterlerimle de gurur duydum. Kitaplarım şuan pek çok kitapçıda var ve bir eserim sahnelendi ikincisi için çalışıyorum o da komedi türünde. Yazar ve senarist olarak “Yılın En İyi Yazar Senarist” ödülünü aldım.

HABER: İLKNUR KILINÇ

Editör: İlknur Kılınç