Ankara’nın Polatlı ilçesinde bulunan Gordion Müzesi, zengin tarihi mirasıyla dikkat çekerken, müzede sergilenen eserlerden biri özellikle ilgi çekiyor. 2021 yılında Gordion Kale Höyüğü’nün batısındaki “Dış Şehir” bölgesinde bir çiftçi tarafından tesadüfen keşfedilen Frig yazıtı, tarihi anlamda büyük bir önem taşıyor. M.Ö. 3. yüzyıla tarihlenen bu yazıt, Frig dilinde yazılmış olup, aynı zamanda Lidya diline ait kelimeler de içermektedir.

Gordion’da bulunan bu yazıt, Büyük İskender’in ölümünün ardından Hellenistik Dönem’in etkisini ve Seleukos İmparatorluğu’nun krallarından I. Antiokhos’un hüküm sürdüğü yıllara tarihlendiriliyor. Kısmen tahrip olmuş olan yazıt, orijinal konumunda bulunmasa da, bir mezar anıtının parçası olduğu düşünülüyor. Bu tarihi eser, Pergamon’dan gelen ve Gordion bölgesinde görevlendirilmiş olan Parsaparnas adlı Pers soylusuyla ilişkilendirilmekte.

Bilim Sincan, Okul Müdürlerini Ağırladı Bilim Sincan, Okul Müdürlerini Ağırladı

Gordion Yazıtı

KENTİN İSMİNİN GEÇTİĞİ İLK VE TEK YAZIT

Gordion isminin geçtiği bu yazıt, şimdiye kadar bilinen kentin isminin geçtiği ilk ve tek yazıt olma özelliği taşıyor. Frig Krallığı’nın politik ve kültürel başkenti olarak kabul edilen Gordion’da, bu yazıtın bulunması, bölgenin tarihine ışık tutuyor. 1893 yılında Berlin-İstanbul-Bağdat demir yolu hattı inşaatı sırasında keşfedilen Gordion, 1900 yılında yapılan kazılarla önem kazanmış, ancak daha fazla bilgi elde edilememişti.

Uzun bir aranın ardından 1950 yılında yeniden başlatılan kazı çalışmaları, günümüzde Prof. Dr. C. Brian Rose’un liderliğindeki ekip tarafından devam ettiriliyor. Bu yıl gerçekleştirilen kazı çalışmaları sırasında, antik kentin dış şehir bölgesinde üzerinde Frigce yazıt bulunan bir taşın ortaya çıkarılması, arkeolojik bulguların değerini bir kat daha artırdı.

Gordion Yazıtı1

Gordion’un tarihi sırları, her geçen gün yeni keşiflerle gün yüzüne çıkarken, bu yazıtın sağladığı bilgiler, bölgenin antik tarihini yeniden şekillendirecek. Gordion Müzesi, ziyaretçilerini tarihin derinliklerine götüren bu eşsiz eseri sergileyerek, geçmişle günümüz arasında bir köprü kurmaya devam ediyor.

Muhabir: TUĞBA AKKESEN