Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı konuşmada, Türkiye’nin iç güvenliğini hedef alan her türlü saldırıya karşı kararlı bir tutum sergileyeceklerini belirtti. Suriye ve Gazze’ye yönelik barış mesajları verirken, ülke içindeki birlik ve beraberliği korumanın önemine dikkat çekti. Ayrıca, ekonomik başarıların altını çizen Erdoğan, Türkiye'nin büyüme hedeflerine ulaşacağını ve enflasyonla mücadelede ilerleme kaydedeceğini vurguladı.
"RAMAZAN'IN TÜM BÖLGEDE BARIŞA VESİLE OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM"
Erdoğan, Ramazan-ı Şerif'in tüm İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini temenni ederek, Türkiye'nin bu mübarek ayda yaptığı hayır faaliyetlerine de dikkat çekti. Ramazan'ın, dayanışma, kardeşlik ve paylaşmanın zirveye çıktığı bir dönem olduğunu vurgulayan Erdoğan, Ramazan boyunca belediyeler, kamu kurumları ve hayırseverler tarafından yapılan faaliyetleri takdirle karşıladığını belirtti. Erdoğan, Suriye ve Gazze'deki kardeşlerine olan desteğini yineleyerek, bu Ramazan'ın tüm bölgede barışa vesile olmasını temenni etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle Suriye'deki iç savaş ve Gazze'deki çatışmalara da değindi. Suriye'deki provokasyonlara ve terör eylemlerine karşı Türkiye'nin tavrını net bir şekilde ortaya koyan Erdoğan, "Türkiye olarak Suriye'nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz" dedi. Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve istikrarına verdiği desteğin süreceğini belirtti.
"BİNLERCE YILDIR BU COĞRAFYADA BİR ARADA YAŞAMIŞ İNSANLARIZ"
Bölgedeki huzurun sağlanabilmesi için ittihat ve vahdetin gerekliliğine dikkat çeken Erdoğan, Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak birbirlerinin hamisi ve dostu olduklarını belirtti. Ayrıca, dış güçlerin bölgedeki istikrarsızlıktan faydalandığını ve bu oyunları bozmada bölgedeki birlikteliğin kritik öneme sahip olduğunu söyledi. "Biz, binlerce yıldır bu coğrafyada bir arada yaşamış insanlarız. İnşallah ebediyen burada yan yana yaşamaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet tarafından Alevi topluluğu üzerinden yapılan siyasetin, iç cepheyi sarsmayı hedefleyen bir sabotaj girişimi olduğunu vurguladı. Bu tür provokatif eylemleri kınayarak, "Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir. Hele hele soykırımcı canilerden medet ummak, kelimenin tam anlamıyla mandacılıktır" dedi.
"TÜRKİYE KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞTIR"
Ekonomik başarılar konusunda da açıklamalarda bulunan Erdoğan, 2024'te G-20 ülkeleri arasında Türkiye'nin 4. sıraya yükseldiğini belirtti. Türkiye'nin, 6 Şubat depremlerinin yaralarını sararken, ekonomisinde önemli bir büyüme kaydettiğini söyledi. Yatırımların ve ihracatın güçlü bir şekilde devam ettiğini ifade eden Erdoğan, ayrıca 2023 Mayıs'tan itibaren 1 milyon yeni istihdam oluşturduklarını ve işsizlik oranlarının tarihin en düşük seviyesine indiğini belirtti.
Erdoğan, Türkiye'nin dış politikada izlediği dengeyi ve tutarlılığı vurgularken, Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında kalıcı barışın yalnızca her iki ülkenin de yer aldığı bir çözümle mümkün olacağına dikkat çekti. Ayrıca, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde, tam üyelik hedefine odaklanmayı sürdüreceğini ifade etti. Avrupa'nın yeniden şekillenen dünyada Türkiye'nin rolünü kavraması gerektiğini belirterek, "Köprüden önce son çıkışın Türkiye olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatıyoruz" dedi.
"ÜLKEMİZİN YARINLARINI İNŞA EDİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel sistemin çöküş evresine girdiğini ve eski sistemden çıkar sağlayanların endişelendiğini belirtti. "Biz, muhalefetten farklı olarak kendimizi değil, milletimizi düşünüyoruz. Sadece bugünü değil, ülkemizin yarınlarını da inşa ediyoruz" dedi. Erdoğan, dış politikada yaşanan son gelişmelerin, Türkiye'nin kendi stratejilerini şekillendirme noktasındaki kararlılığını gösterdiğini belirtti.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bölgesel istikrara verdiği desteği sürdürmeye devam edeceğini, iç politikada ise millî birliği bozmamak adına tüm gayretiyle çalışacağını ifade etti. Bu süreçte Türkiye'nin küresel rekabette büyük bir avantaj elde edeceğini ve ülkenin güçlü bir şekilde geleceğe yürüdüğünü belirtti.