ABB’nin 69 milyonluk konseri Ankara’yı karıştırdı! ABB’nin 69 milyonluk konseri Ankara’yı karıştırdı!

Ankara’da bir hukuk okulu açılması fikri, ilk kez 16 Mart 1921'de Kastamonu Milletvekili Abdülkadir Kemali Bey tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile getirildi. I. Dünya Savaşı nedeniyle eğitimleri yarım kalan öğrenciler için Adalet Bakanlığı'na bağlı bir hukuk mektebi kurulması önerisi, gerekli kaynaklar bulunamaması nedeniyle o dönem Meclis Milli Eğitim Komisyonu tarafından reddedildi.

Ancak bu fikrin peşini bırakmayan bir isim vardı: Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt. 1925 yılında Bozkurt'un çabaları ve ikna gücü sayesinde, Ankara'da bir hukuk okulu açılması için bütçeye ödenek eklendi. Mecliste yapılan uzun tartışmalar sonucu, öneri kabul edilerek Ankara Adliye Hukuk Mektebi'nin kurulması oy çokluğuyla onaylandı. Mahmut Esat Bozkurt’un öncülüğünde 5 Kasım 1925 yılında hayata geçirilen bu okul, Türkiye'de modern hukuk eğitimine atılan ilk adım olarak tarihe geçti.

İLK DERS AHMET AĞAOĞLU TARAFINDAN VERİLDİ 

15 Eylül 1925’te okulun müfredatı oluşturulurken, dönemin önde gelen hukukçuları ders içeriklerini şekillendirmek üzere bir araya getirildi. Müfredatta geleneksel Osmanlı hukuk kodu olan Mecelle’ye yer verilmezken, Türk Hukuk Tarihi kürsüsü kuruldu ve çağdaş bir eğitim yöntemi benimsendi. Yine bu dönemde, "müderris" unvanı yerine "profesör" ünvanının kullanılmaya başlanması da Türkiye’de bir ilke imza attı. Ankara Hukuk Mektebi’nin açılışında Mustafa Kemal Atatürk de yer aldı. Hukuku Esasiye Profesörü Ahmet Ağaoğlu Anayasa Hukukuna genel bir giriş yaparak okulun ilk dersini veren isim olarak tarihe geçti. 

Ankara Hukuk Mektebi, kısa süre sonra Telgrafhane Binası’nda eğitimine devam etmeye başladı. Yatılı öğrenciler için binanın avlusuna ek yapılar inşa edildi. Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen öğrencilerle hızla büyüyen bu kurum, ülkemizde hukuk eğitiminin gelişmesinde önemli bir dönüm noktası oldu.

Günümüzde ise okul, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak ismi değişerek eğitim hizmetini günümüzde sürdürmeye devam ediyor. 

Muhabir: TUĞBA AKKESEN