Ankara’nın bozkırında, Rasattepe olarak bilinen çorak bir arazi, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli anıtına ev sahipliği yapıyor. Anıtkabir’in inşasına başlamadan önce bölgenin ağaçlandırılması için büyük yatırımlar yapıldı.
Ağustos 1944’te, Anıtkabir ve çevresinin peyzaj düzenlemesine hazırlık olarak 80.000 liralık su tesisatı çalışmaları başlatıldı. Ardından, 1946 yılında peyzaj mimarı Sadri Aran’ın öncülüğünde yeşillendirme çalışmaları hız kazandı. Sadece bina inşasıyla sınırlı kalmayan proje kapsamında toprak tesviyesi, fidan dikimi ve peyzaj düzenlemeleri de büyük bir titizlikle yürütüldü.
YEŞİLLENDİRME ÇALIŞMALARI HIZ KAZANDI
Anıtkabir’in inşaat süreci ise 4 Eylül 1944’te başladı. Bayındırlık Bakanlığı tarafından yapılan ihale sonucunda, birinci etap kazı ve istinat duvarı çalışmaları Hayri Kayadelen’in sahibi olduğu Nurhayr Şirketi’ne verildi.
9 Ekim 1944’te, başbakan, bakanlar, sivil ve askerî yetkililerin katılımıyla Anıtkabir’in temeli atıldı. Hükûmet, inşaat sürecini hızlandırmak için 12 Ekim 1944’te finansman ödeneği tahsis eden yasa tasarısını hazırladı ve 22 Kasım’da Meclis Genel Kurulu tarafından kabul edilen yasa, 4 Aralık’ta Resmî Gazete’de yayımlandı.
Anıtkabir, 1953 yılında tamamlanarak büyük bir törenle açıldı. Açılış sonrası dahi peyzaj ve ağaçlandırma çalışmaları hız kesmeden devam etti ve Rasattepe, çorak bir arazi olmaktan çıkıp yeşillikler içinde bir anıt tepeye dönüştü.