10 Kasım 1938, Türk milletinin tarihindeki en derin acıların yaşandığı günlerden birisi olarak kayıtlara geçti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, modern Türkiye’nin temellerini atan büyük lider Mustafa Kemal Atatürk, saat 9.05’te hayata gözlerini yumdu. Dolmabahçe Sarayı’ndaki Cumhurbaşkanlığı forsunun yarıya indirilmesiyle İstanbul halkı, Atatürk’ün vefatını öğrendi. Saatler ilerledikçe, tüm Türkiye’yi saran hüzün, sadece yurt içinde değil, dünya çapında büyük yankı uyandırdı.
(Kaynak: Anıtkabir Komutanlığı)
SEN ÖLMEZSİN ATATÜRK
Atatürk’ün ölümünün ardından yayımlanan gazete manşetleri, tüm ulusu bir matem havasına soktu. Türkiye'nin dört bir yanında, halk gözyaşlarıyla, anma törenlerinde Atatürk’ü andı. Gazeteler; Atatürk’ün devrimleri, askeri zaferleri ve modern Türkiye'yi inşa etme sürecinde gösterdiği olağanüstü liderliği üzerinde durarak, halkı derin bir yas içinde buluşturdu. Gazetelerin birçoğu, Atatürk’ün önderliğini “Türk milletinin gururu” olarak tanımladı ve kaybının sadece Türkiye için değil, tüm dünya için büyük bir kayıp olduğunun altını çizdi. Ulusal basında, Atatürk’ün kaybı bir matem havası içinde duyuruldu. "Bütün memleket matem içinde", "Türk milleti büyük şefini kaybetti" gibi ifadeler, gazetelerin manşetlerinde yer aldı.
Dünya basını da Atatürk’ün ölümüne büyük saygı gösterdi. İngiltere’nin prestijli gazetelerinden The Times, "Kemal Atatürk Öldü - Modern Türkiye'nin Kurucusu" başlığıyla manşetini süslerken, diğer yabancı gazeteler de Atatürk’ün devrimci kimliğine ve dünya çapındaki etkilerine vurgu yaptı.
Yabancı basın; Atatürk’ün sadece Türkiye’nin değil, dünya tarihinin de önemli figürlerinden biri olduğunu belirtti. 10 Kasım’ın ardından yayımlanan gazetelerde, Türk milletinin büyük bir yas içinde olduğu her sayfada hissedildi.
Atatürk’ün vefatını izleyen günlerde, ulusal basında yayımlanan yazılar, onun Türk halkı için sadece bir devlet adamı değil, bir halk kahramanı, bir milletin yeniden doğuşunun simgesi olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Saygı ve minnetle