Türk mutfağı, zengin bir çeşitliliğe ve tarihi derinliklere sahiptir. Bu zenginlik, farklı coğrafyalardaki yiyeceklerin ve içeceklerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Ancak onlardan sıyrılan bir içecek vardır ki, hem tarihi hem de sağlık açısından oldukça önemlidir: Hardaliye. Peki, Atatürk'ün milli içecek olarak tanıttığı ve şifa dolu olduğuna inandığı bu içeceği duyduğunuz mu?
Hardaliye, üzüm kabuğu ve çekirdeği ile ezildikten sonra, içine siyah hardal tohumu ve vişne yaprağı ilave edilerek hazırlanan, kendine has hoş kokusu ve tadı olan, buruk içimli,alkolsüz, geleneksel içecektir. İlave su ve şeker içermez. Üzümün has suyundan elde edilir. Tamamen doğaldır. İçeceğin adı, en önemli malzeme olan hardal tohumundan gelir. Üzüm suyunun mayalanması ve doğal fermantasyon bölümleriyle hazırlanan Hardaliye, özellikle Anadolu'nun bazı bölgelerinde popülerdir.
Hardaliye eski dönemlerde o zamanlar “Bağlar Diyarı” olarak adlandırılan Trakya Yöresinde üzüm şırasını korumak amacı ile geleneksel yöntemlerle üretiliyordu. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde hardaliyeden bahsettiği bilinmektedir.
Hardaliyeyi milli içecek haline getiriniz
Mustafa Kemal Atatürk, Türk mutfağının önemli bir içeceği olan Hardaliye'yi sadece lezzet için değil, aynı zamanda sağlık için yararları nedeniyle de önemsedi. Atatürk, Hardaliye'nin milli içecek olarak tanıtılmasını istedi. Atatürk, içecekteki bu bileşenlerin sağlık sistemini güçlendireceğini ve sağlığın destekleneceğine dikkat çekti. Mustafa Kemal Atatürk, 1938 yılında Kırklareli'ye geldiğinde kendisine ikram edilen hardaliyeyi içtiğinde "Sevgili Kırklareli halkı. Hardaliyenizi çok beğendim, bu içeceğinizi milli bir üretim haline getirmenizi öğütlerim" diyerek Kırklareli halkına vasiyetini bildirmiştir.
Hardaliye, Atatürk'ün milli içecek olarak tanıttığı ve sağlık yararlarına inandığı bir içecektir. Türk mutfağının bir parçası olan Hardaliye, sadece lezzetiyle değil aynı zamanda sağlık açısından da önemli bir rol oynamaktadır. Geleneksel lezzetlerimizi yaşatmak ve yeniden oluşturmak, kültürel değerlerimizi korumak için önemlidir.
Haber: Tuğba Akkesen