'Toprağın üstündekilere ne kadar sahip çıkıyorsak altındakilere de o kadar sahip çıkmazlıyız' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde yürütülen ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk arkeolojik kazısı olarak tarihe geçen 'Ahlatlıbel Kazısı' ile tarihin derinliklerindeki eşsiz zenginlikler gün yüzüne çıkarıldı.  

Cumhuriyet tarihinin ilk arkeolojik kazısı olarak tarihe geçen Ahlatlıbel, yalnızca Anadolu’nun binlerce yıllık geçmişine değil, aynı zamanda Türk arkeolojisinin temellerine ışık tutuyor. Ankara’nın 14 kilometre güneybatısında, Eskişehir yolu üzerindeki Yalıncak köyü yakınlarında yer alan Ahlatlıbel, Atatürk’ün bizzat talimatıyla 1933 yılında başlatıldı.

 Türk arkeologlarının Anadolu’nun zengin tarihini gün yüzüne çıkarması vizyonuyla başlatılan kazı, Müzeler Genel Müdürü Dr. Hamit Zübeyr Koşay’ın liderliğinde gerçekleşti. Ahlatlıbel’de bulunan yerleşim alanında yapılan çalışmalar, Erken Tunç Çağı’na tarihlenen ve 4 metre kalınlığında bir kültür dolgusunu ortaya çıkardı. 

Başkan Kıymaz Ankara Pancar Ekicileri Kooperatifi’ni ağırladı Başkan Kıymaz Ankara Pancar Ekicileri Kooperatifi’ni ağırladı

ALACAHÖYÜK KAZISINA İLHAM OLDU 

5 Mayıs 1933’te Ahlatlıbel’i Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip ve Ankara Valisi Nevzat Tandoğan, Hikmet Baysu ve Nuri Conker ile birlikte ziyaret eden Atatürk, kazının ilerleyişini yakından inceledi. Atatürk’ün, Anadolu’da bulunan arkeolojik eserlerin Türk arkeologları tarafından çıkarılması gerektiğine dair inancı, Ahlatlıbel kazısını bir başlangıç noktası haline getirdi.

Ahlatlıbel kazısında elde edilen başarı, Türk arkeologlarına ilham kaynağı oldu ve 1935 yılında Alacahöyük’te daha büyük çaplı bir kazı başlatıldı. Burada, Büyük Kral Mezarı’nda altın taçlar, kılıç kabzaları ve sayısız değerli eşya keşfedildi. Bu olağanüstü buluntular, 23 Eylül 1935’te Ankara’ya getirilerek Atatürk’e sunuldu.

Muhabir: TUĞBA AKKESEN