Ankara'nın En Küçük İlçeleri

Ankara'nın en küçük ilçeleri, nüfuslarına göre belirlenir. Ancak bu veriler zaman içinde değişebilir, bu nedenle en güncel nüfus verilerini yerel yönetim kaynaklarından veya Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) gibi resmi kaynaklardan almanız önerilir. Ankara'nın en küçük ilçeleri:

Ankara'nın En Küçük İlçeleri

Kalecik: Kalecik ve çevresi, binlerce yıl öncesine dayanan köklü bir tarihe sahip olan eski bir yerleşim bölgesidir. MÖ 4000 yıllarına kadar uzandığına inanılan bu bölge, Hititler'in yerleştiği yer olarak bilinir. Daha sonraki dönemlerde ise farklı medeniyetlerin etkisi altına girmiştir.

Bölge, Büyük İskender'in hükümeti sırasında ve ardından Doğu Roma İmparatorluğu döneminde önem kazanmıştır. Ancak, tarihi en belirgin dönemlerden biri, 1071 yılındaki Malazgirt Meydan Muharebesi sonrasında yaşanmıştır. Türklerin Anadolu'ya gelişi, 1075 yılında Kalecik Kalesi'nin Selçuklu Türkleri tarafından ele geçirilmesiyle simgelenmiştir. Selçuklu Devleti'nin çöküşünden sonra, yöredeki beylikler döneminde Candaroğulları'nın bölgeye hükmettiği bilinmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Kalecik Kalesi 13. yüzyılda Yıldırım Bayezid tarafından ele geçirilmiştir. Timur'un Anadolu'dan çekilmesiyle Candaroğulları tekrar kısa bir süreliğine bölgeye hakim olmuş, ancak daha sonra bölge tekrar Osmanlı yönetimine geçmiştir. Osmanlı döneminde, Kalecik uzun yıllar boyunca Çankırı sancağına bağlı bir kazadır.

Kalecik ve çevresinin tarihi, araştırmacı W. Ramsay tarafından incelenmiştir. Ramsay, Kalecik'in yakın çevresinde "Acıtorızıacum" adlı bir antik kentten bahsetmiştir. Ayrıca, araştırmalarında Kalecik'i "Eçelriga" olarak tanımlamıştır.

Son olarak, yakın tarihte, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Kalecik, kritik bir rol oynamıştır. Lojistik destek sağlayarak Kuvâ-yi Milliye güçlerine yardımcı olmuş ve 1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün bölgeyi ziyaret ettiği önemli bir nokta olmuştur.

Kalecik ve çevresinin tarihi, Anadolu'nun zengin ve çeşitli tarihine önemli bir katkı yapmıştır ve bu bölgelerin tarih boyunca gördüğü farklı uygarlıkların izlerini taşımaktadır.

Çamlıdere: 

Ankara'nın kuzeybatısında bulunan Çamlıdere, il merkezine yaklaşık 95 kilometre mesafededir. E-5 Karayolu ve İstanbul çevre otoyolu arasında konumlanmıştır. Çamlıdere, 4 Aralık 1953 tarihinde 6191 sayılı kanunla ilçe statüsü kazanmıştır. İlçenin sınırları içinde bulunan Çamlıdere Bayındır Barajı, Ankara'nın içme suyunu sağlama görevini üstlenmektedir. Ayrıca, baraj havzası yerli ve yabancı birçok kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır.

Çamlıdere, Ankara'nın en fazla yaylasına sahip olan ilçelerinden biridir ve doğal güzellikleriyle ünlüdür. Yağlıcaaluç, Aluçdağı, Benli, Buğralar, Kirazlı, Kapaklı, Bakırlı, Yediören, Avşarlar ve Meşeler gibi doğal güzelliklere sahiptir. İlçenin Aluçdağı Milli Parkı ve Çamkoru Milli Parkı gibi alanları, doğa tutkunlarının ilgisini çeken yerler arasındadır. Aluçdağı Milli Parkı, Türkiye'nin ikinci en büyük macera parkı ve doğal paintball sahasını içerir, bu nedenle ziyaretçiler için önemli bir cazibe merkezidir.

Ayrıca, Kızılcahamam-Çamlıdere Jeoparkı, Tarım Müzesi, Çamlıdere Kültür Evi, Semerkandi Evi ve Kutsal Emanetler Müzesi gibi ziyaret edilebilecek diğer önemli yerler bulunmaktadır. Çamlıdere, doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri ve kültürel alanlarıyla keşfedilmeyi bekleyen çekici bir ilçedir.

Güdül:

Ankara'nın kuzeybatısında bulunan Güdül, Kıbrıscık, Beypazarı, Ayaş ve Çamlıdere ilçeleri ile sınırlarını paylaşır. Bu şirin ilçe, 1 Eylül 1957 tarihinde 7033 sayılı kanunla ilçe statüsüne kavuşmuştur. Güdül'ün tarihi oldukça köklüdür ve M.Ö. 3.000-3.500 yıllarına kadar uzanır.

Kirmir Çayı kıyısında bulunan Bizans dönemine ait mağaralar, ilçenin önemli tarihi izlerinden birini oluşturur. Bu mağaralar, Ürgüp-Göreme mağaralarıyla benzerlik gösterir ve tarihi geçmişin güzelliklerini sunar. Doğa severler için, Kirmir Vadisi ve Sorgun Köyü içinde bulunan Sorgun Yaylası gibi doğal alanlar cazip seçenekler sunar. Bu bölgelerde bisiklet sürmek, doğa yürüyüşleri yapmak ve kamp yapmak gibi aktivitelerin tadını çıkarabilirsiniz.

Güdül leblebisi, özellikle sade, şekerli ve baharatlı çeşitleriyle ünlüdür. Bu lezzetli atıştırmalık, ilçeyi ziyaret ettiğinizde denemeniz gereken yerel bir lezzettir. Ayrıca, Güdül'de Haziran ayı içinde düzenlenen Kiraz Festivali ve Temmuz ayı içinde gerçekleşen Kapama Şöleni gibi etkinlikler, ilçenin kültürel ve sosyal yaşamının önemli bir parçasını oluşturur.

Evren: Ankara'nın tarihi oldukça köklü olan Evren ilçesi, Hititler dönemine kadar uzandığı bilinmektedir. Bu topraklar, zaman içinde birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır, bunlar arasında Asur, Frigya, Roma, Pers, Bizans ve Selçuklu devletleri de yer almaktadır. Ancak, 1467 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiştir.

Yenimahalle Belediyesi Kalite Yönetim Sistemi Belgesini Yeniledi

Evren ilçesi, Kızılırmak Nehri ve Hirfanlı Baraj Gölü gibi doğal güzelliklere ev sahipliği yapmaktadır. Bu doğal alanlar, ilçenin turizm açısından önemli cazibe merkezleridir. Ayrıca, ilçenin tarihi geçmişi ve kültürel zenginlikleri, ziyaretçilere çekici bir deneyim sunmaktadır.

1983 yılına kadar ilçenin ismi "Çıkınağıl" olarak bilinmekteydi. Ancak 20 Mayıs 1990 tarihinde 3644 sayılı kanunla ilçe statüsü kazanarak ismi "Evren" olarak değiştirildi. Evren, Ankara il merkezine oldukça uzak bir ilçedir ve ilin en uzak bölgelerinden biridir.

Evren, tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan, huzurlu bir ilçedir. Özellikle doğa severler ve tarih meraklıları için keşfedilmeye değer bir yerdir.

Unutmayın ki ilçeler arasındaki nüfus sıralaması zaman içinde değişebilir ve güncel verilere erişmek her zaman en iyisi olacaktır

HABER: ÖMER YILDIZCI