Ankara Kent Konseyi 'Sivil Toplum Buluşmaları' kapsamında 'Zaferin Yolu - Ruhundaki Ateş' belgesel film gösterimi ve söyleşisi yapıldı.
Ankara Kent Konseyi binasında gerçekleşen etkinliğe Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feramuz Üstün, Ankara Kent Konseyi Kale Meclisi sözcüsü Sayın Şevket Bülent Yahnici, Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu, Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Savaş Zafer Şahin, Ankara Kent Konseyi Yüzyıllar Çalışma Grubu Sözcüsü Kadim Koç, TİMBİR Genel Başkanı Süleyman Basa, çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve vatandaş katıldı.
BELGESEL GÖSTERİMİNE YOĞUN İLGİ
Belgesel gösterimine katılacağı ilan edilen ancak yerel seçim çalışmaları nedeniyle etkinlikte yer alamayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise belgesel gösterimine bir not gönderdi.
Etkinliğe vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi ve gösterimin yapıldığı Ankara Kent Konseyi salonunu doldurdu.
Etkinliğin açılış konuşmalarını Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ve Ankara Kent Konseyi Yüzyıllar Çalışma Grubu Sözcüsü Kadim Koç gerçekleştirdi.
'Zaferin Yolu - Ruhundaki Ateş' belgeselinin yapımcısı Alp Armutlu ile filmin yönetmenleri Nazım Doğan ve Sinan Çevik ve görüntü yönetmeni Oğuzhan Doğan ise, belgesel gösterimi öncesinde belgesel hakkında bilgi verdi.
"ESKİSİ OLMAYANIN YENİSİ OLMAZ"
Proje ve belgesel hakkında ilk konuşmayı yapan isim Ankara Kent Konseyi Yüzyıllar Çalışma Grubu Sözcüsü Kadim Koç oldu.
Koç, konuşmasında “Çanakkale dirilişten kurtuluşa giden ilk adımdır güzel bir atasözümüz vardır ‘Eskisi olmayanın yenisi olmaz’ diye... Tarih bir milletin hafızasıdır ancak az gelişmiş ülkeleri bekleyen bir tehlikedir. Emperyalist güçler bu az gelişmiş ülkelerin tarihiyle bağını koparmak isteyerek onlara istediklerini empoze edebilirler. Biz ‘Zaferin Yolu’ ekibi olarak bu tarih köprüsünün altından gürül gürül akan Sakarya’yı, Büyük Taarruz’u, buradaki kahramanlık öykülerini dünden bugüne sizlerle buluşturmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.
"BU KENTİ 'YAŞAMAK' ÜZERİNDEN MARKALAMAK ZORUNDAYIZ"
Koç’un ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ise Milli Mücadele döneminde başkent Ankara’nın önemini vurguladı ve şunları söyledi:
“Zaferin Yolu üzerinden, Milli mücadelenin karargahı olması üzerinden bu kentin markalamasının devam etmesi gerektiğini iddia ediyoruz. Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale'de "Size ölmeyi emrediyorum" diyerek yeniden dirilmemizi üflediği o cümlelerin bi devamını da Haymana'da "Hattı müdafaa yoktur, sahtı müdafaa vardır; o satıh bütün vatandır" diyerek yine ölmeyi yaşamak için şart haline getirmiştir. Ölmeyi göze alamayan milletler sürünmeye mahkumdur ve bu millet sürünmeyi tercih etmemiştir. Bu kenti yaşamak üzerinden de markalamak zorundayız. Cephelerde, savaş meydanlarında uğruna can veren kahramanlarla doludur bu topraklar. Polatlı'da uğruna can veren şehitlerin olduğu toprakları sürmeyen çiftçilerle doludur bu vatanın içi. Bugün akşam orada tekrar suyla tanışmasını sağlayacağız Polatlı'nın ve bu ruhu devam eden bir kenti tekrar selamlayacağız. Bugün tarihin derinliklerinden gelen ruhun izini sürmek için buradayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının zafere giden o muhteşem yolculuğunu, 'Zaferin yolu: Ruhumdaki Ateş' belgeseli üzerinden yeniden göreceğiz.”
"BU ZAFERİN ÜZERİNE GÖLGE DÜŞÜRMEMELİYİZ"
Etkinliğe teşrif eden Demokrat Parti Genel Başkanı Cemal Enginyurt ise zaferin kolay kazanılmadığını belirtti.
Enginyurt konuşmasına Ankara Kent Konseyi’ne teşekkür ederek başladı ve şunları söyledi:
“Ankara Kent Konseyi aslında ‘Ankara İttifakı’. Sağ-sol yok, sen-ben yok, senin partin-benim partim yok. 5 yıldır çok güzel işlere imza atıyorlar. Kendilerini tebrik ediyor. Ülkenin ihtiyacı bu. Bu ülkede birbirimizle kavga etmeden, ayrıştırılmadan, ötekileştirilmeden, hain damgası yemeden yaşamak istiyoruz. Bu ülke 85 milyonuyla bizim ortak değerimiz. Kavgaya gerek yok. Çünkü 31 Mart’ta seçim bittikten sonra yine mahallede cenazemizi birlikte kaldıracağız, yine düğünlerde bayramlarda bir olacağız. Onun için komşumuzla, arkadaşımızda, köylümüzle bu seçim için kavgaya gerek yok.”
Enginyurt, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim düşmanlık yapacak halimiz yok. Biz birbirimizi seveceğiz. Ne diyor Hacı Bektaş-ı Veli: “Bir olalım, iri olalım, diri olalım...” Birileri bu ülkenin bayrağını, dilini değiştirmek istiyor. Birileri Cumhuriyetin kurucusuna ‘soysuz’ diyecek kadar cesaretleniyor. Onların karşısında biz hep şunu söylemeliyiz, hangi partiden olursak olalım, “Mustafa Kemal’in soyu da bellidir sopu da bellidir. Atatürk’ e soysuz diyen soysuz oğlu soysuzdur.
Bu ülkenin tek bir bayrağı vardır oda şehitlerimizin kanıyla suladığı ay-yıldızlı bayraktır. Burası Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bu vesileyle Zaferin Yolu’nu hazırlayan kardeşlerime teşekkür ediyorum. Biz bu zaferi kolay kazanmadık. Nene Hatun’la, Karayılanlarla, Çerkes Ethem’le ve Mustafa Kemal Atatürk’le bu zaferi kazandık. Öyleyse bu zaferin üzerine gölge düşürmemeliyiz.”
"MİLLİ MÜCADELENİN KARARGAHI"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar ise konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti şartlarında kadın olmayı vurguladı. Atalar, Ankara’da doğup büyüdüğünü ve Ankara’da avukat olduğunu söyledi ve “Bu cumhuriyetin olanaklarını yaşayan bir kadın olarak bu zaferde silah kullanmış, şehit olmuş, gazi olmuş ve şu anda aramızda olmayan büyüklerimizin anısının önünde saygıyla eğiliyorum. Ankara'da yaşamak çok güzel. Son 5 yıldır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'mız Mansur Yavaş'la Ankara'da olmak çok güzel. Ankara'nın en büyük demokratik katılım araçlarından birisi olan Ankara Kent Konseyi'nin bir bileşeni olmak çok güzel. Ankara milli mücadelenin karargahı olan bir şehir. Başkent olmasıyla da modern bir kente dönüştü. Şimdi de çok güzel olanaklarda yaşıyoruz. İnşallah Türkiye İttifakı ile 31 Mart'tan sonra bu olanaklarımızı daha da çok fazlalaştırdığımız ilçelerimizle ve belediye meclis çoğunluğumuzla Ankara'da daha da fazla hizmet edebileceğimiz bir alana taşıyacağız. Belgeselde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
BELGESEL EKİBİ BELGESELİ ANLATTI
Belgeselin yönetmenlerinden Sinan Çevik, çekim sürecine dair bilgiler paylaştı.
Yapımcı Alp Armutlu’nun kendisine teklif götürdüğünde “Elimizi taşın altına koyarız, sen yapımcı olarak sponsorları bul, biz ekip, ekipman ile birlikte yola koyuluruz” dediğini ifade etti. Çevik, “Kocatepe’de gündüzünde yandık, gecesinde donduk. Çok zor arazi şartlarında çalıştık. Biz o ruhumuzdaki ateşi belgeselimizde yansıtmaya çalıştık” dedi.
Filmin diğer yönetmeni Nazım Doğan ise, “Yaşayarak aktarmak, hissederek aktarmak çok önemliydi. Bazen çok zorlanıyoruz dediğimiz anda burada 100 yıl önce yaşanan mücadele aklınıza geliyor. O ruhu yaşadığınız zaman sizin yaşadığınız zorluğun aslında hiçbir şey olmadığını fark ediyorsunuz ve ona göre çalışıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Belgeselin yapımcısı Alp Armutlu ise belgeselin ruhuna ilişkin hissettiklerini şu şekilde aktardı:
“Bence Türkiye’nin kalbinin attığı yer şu anda bizim de sınırları içinde bulunmuş olduğumuz Ulus. Ve ben göğsümü gere gere Ulus’tan geçtim. 1922 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Ulus’a konan heykeli daha farklı aydınlatılmış vaziyette. Lütfen bu farklılığa siz Ankaralılar sahip çıkın ve tüm Türkiye’ye anlatın. İlk filmimiz ‘Umudun Yolu’nda kağnı ile Ulus’taki Meclis’in önünden geçtiğim zaman herkes ‘Siz nasıl bir iş yapıyorsunuz?’ dedi. Şu anda benim gördüğü Ankara milli mücadele ruhunun yaşandığı yerleri tekrardan geri kazanıyor. Bu uğurda bir tuğla koyan Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyorum.”
ŞEHİTLİK TOPRAKLARI TAKDİM EDİLDİ
Film ekibinin konuşmalarının ardından Ankara Kent Konseyi yönetimine Türkiye’nin dört bir yanındaki şehitliklerden toplanan topraklar takdim edildi.
Takdim sonrasında katılımcılar 95 dakikalık ‘Zaferin Yolu: Ruhundaki Ateş’ belgeselini izledi.
HABER: ÖYKÜ KARABACAK