Ankara Kasaplar Odası Başkanı Fazlı Yalçındağ, belediyeler tarafından uygulanan ucuz et satışı kampanyaları hakkında açıklamalarda bulundu. Yalçındağ, ithal etlerin ucuz bir şekilde satılmasının kasap esnafı için haksız rekabet yarattığını belirtti. Etlerin özellikle Polonya’dan ithal edildiğine vurgu yapan Yalçındağ, vatandaşların bu konuda bilinçlendirilmesi ve ülkemizdeki hayvancılığa önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Başkan Yalçındağ, ülke genelinde yapılan ucuz et satışları ile ilgili, "Belediyelerden öte biliyorsunuz zincir mağazacılık sistemleri, PERDER üyesi mağazacılık üyesi sistemleri ile kasap dükkanındaki fiyatlar arasında ciddi bir fark var. Bunun kaynağı nedir? Vatandaşlar şunu iyi bilsin. Marketlerden alınan et kesinlikle ithal ettir. Yani bu fiyat farkı da ithal etten kaynaklanmaktadır. Et ve Süt Kurumu yurt dışından ithal ettiği etleri, kasaplarda alınan fiyatın neredeyse iki yüz lira daha altında marketlerde satıyor. Bana göre bu bir haksız rekabettir" dedi.
"YAPILAN HAKSIZ REKABETTİR"
Türkiye'de et probleminin büyüdüğüne dikkat çeken Fazlı Yalçındağ, "Türkiye'de bir et problemi var. Ama bunun çözümü ithalat değil. Tedbirlerin daha önce alınıp et ithalatına gerek bırakılmaması lazım. İthalat benim için hep soru işaretidir. Yirmi bir seneye yakın federasyon başkanlığı yaptım. Et ve Süt Kurumu'ndan bir gün bir tane dana alıp getirip dükkanımda satmadım. Yerli üreticilerden, bizim bildiğimiz usullerle beslenen hayvanlardan beğendiklerimi alıp satarım. Bazı yerlerde et fiyatı olarak 300-400 TL rakamlarını görüyorsanız bilin ki böyle bir maliyet söz konusu değil. Vatandaşlar bu fiyattan alınan etin ithal olduğunu bilsin. Yine istiyorlarsa alsınlar tabii. Ama yapılan bu uygulama, esnafa karşı bir haksız rekabettir ve bunun başka çareleri vardır" ifadelerini kullandı.
Belediyelerin yardım politikalarının değişmesi gerektiğini dile getiren Yalçındağ, kart uygulamasına geçilip vatandaşların istediğini almasını gerektiğini belirtti. Yalçındağ, "İnsanlara yardım mı etmek istiyorsunuz? O zaman düşük gelirli insanlar için bir kart çıkarttırırsınız. Para yüklenebilecek bankamatik kartı diyelim. Bu kartları ihtiyaç sahibi ailelere dağıtırsınız. Vatandaş oradan et istiyorsa et alır. Çocuğunun ayakkabısı yoksa çocuğuna ayakkabı alır. Evinin bir ihtiyacı varsa gider evinin ihtiyacını alır. Yani sen şimdi Polonya'dan kesilmiş, karkas haline getirilmiş etleri alıp getir burada marketlere ver. Bu doğru gelmiyor" dedi.
"TÜRKİYE'DE HAYVANCILIK VE ET POLİTİKASI KONUSUNDA YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR"
Türkiye'de neredeyse bitmeye yakın hale gelen hayvancılık ile ilgili açıklama yapan Başkan Yalçındağ, "Türkiye'nin et problemi bu şekilde çözülemez. Etin problemi satış noktasında değil üretim noktasındadır. Mesela bizim yeterli danamız mı yok? Onun çaresine bakarsın. Bizim ineklerimiz verimsiz mi? Bunun çaresine bakarsın. Bu problemi böyle halledersin. Yurt dışından ithalatla sorunu çözmek mümkün değil. Bizim danaya ihtiyacımız varsa git dana getir. Et getirdiğin zaman ithal ettiğin etin derisi ithal ettiğin ülkede kalıyor. Paçası ithal ettiğin ülkede kalıyor. Ciğeri ithal ettiğin ülkede kalıyor. Kellesi ithal ettiğin ülkede kalıyor. E ne oluyor sonra? Vay efendim ciğer neden pahalı? Bunu tartışmak yerine doğru hareket etmek lazım. Türkiye'nin ihtiyacı neyse onu planlayıp ona göre hareket etmek lazım. Bizim danalarımızın beslenmesiyle elde edilecek etle bizim et ihtiyacımız karşılanmıyorsa o noktada, periyodik olarak üreticilere dana ithal eder verirsiniz. Ne zamana kadar? Ülkedeki mevcut sayıyı ihtiyacımız olan seviyeye getirene kadar. Türkiye'de hayvancılık ve et politikası konusunda yapacak çok şey var. Türkiye'de hala et mevzusu konuşuluyorsa, et ithalatı, hayvan ithalatı konuşuluyorsa bunun suçlusu satış noktaları, kasap dükkanları değil, üretim noktasıdır" diyerek açıklamasına son verdi.