Başkentin simgesi olan Ankara Kalesi'nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. MÖ 2'inci yüzyılda Galatlar döneminde var olduğu bilinen kale, Romalılar döneminde tadilattan geçirilmiştir. Büyük bir heybeti ile Ankara'nın simgesi olan bu tarihi kale İç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Arapların saldırıları sonrası tahrip olan kalenin surları 9'uncu yüzyılda Bizanslılar tarafından tekrardan onarım işlemi görmüştür. Kalenin dış surların hangi zaman diliminde eklendiği kesin olarak bilinmemektedir. Kalenin yerden yüksekliği 110 m’dir. Tepenin yüksek bölümünü kaplayan iç kale ve çevresini kuşatan dış kaleden oluşur. Ankara Kalesi, 1073 yılında Selçukluların eline geçmiş, Osmanlılar döneminde çeşitli onarımlar görmüş ve son yıllarda yapılan bakım ve onarım çalışmalarıyla sağlamlaştırılmıştır.
SURLARDAKİ GİZEMLİ HEYEKLLER VE ANLAMI
Ankara Kalesi, zamana meydan okuyarak günümüze ulaşan detaylarıyla dikkat çekiyor. Özellikle kale surlarının üzerinde yer alan başsız heykeller, çoğu ziyaretçinin yanından geçip giderken fark etmediği ilginç simgeler arasındadır. Sur duvarlarında başları kesik bir şekilde baş başa konulmuş şekilde heykeller bulunmaktadır. Bu heykellerin, Roma Pagan inanışından vazgeçen din adamlarının başlarının kesilmesini simgelediği rivayet ediliyor. Aynı zamanda heykellerin altındaki büyük silindir taş, din adamlarının bu taş üzerinde başlarının kesildiği efsanesi arasında yer almaktadır.
ROMA TİYATROSU'NDAKİ DEVŞİRME TAŞLARIN ÖRNEĞİ
Kale duvarlarının inşasında kullanılan taşlar da oldukça ilgi çekici. Ankara taşı ve çeşitli taşlar ile örülen bu duvarlarda, Roma Tiyatrosu’ndan devşirilmiş taşlarında kullanıldığı görülmektedir. Kalenin alt tarafında bulunan ve resterasyon çalışması devam eden Roma Tiyatrosu'nda devşirme taşlar gün yüzüne çıkmıştı. İlk kez Roma Tiyatrosu'nda keşfedilen devşirme taşların bir başka örneğine ise kale duvarının surlarında rastlanmıştır. Öne doğru çıkık duran bu taşlar, yapı ve görüntü olarak diğer taşlardan farklı bir görüntü sunmaktadır.