Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ), sadece bir tarım reformunun değil, aynı zamanda modern bir Türkiye idealinin simgesiydi. 18’inci ayını dolduran Cumhuriyet, 52 bin dekarlık araziye yayılan AOÇ ile tarımı modernleştirmek, hayvancılığı geliştirmek ve köylünün üretimdeki rolünü artırmak için somut bir adım atmıştı. Atatürk Orman Çiftilği, bir dönem Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçesine de ev sahipliği yapmasıyla biliniyordu.
AOÇ’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, "Kılıç kullanan el yorulur, lakin saban kullanan kol gittikçe kuvvetlenir" diyerek tarım ve hayvancılığın önemine dikkat çekmişti. Bu vizyon doğrultusunda, Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçesinin temelleri de tarıma ve halk sağlığına zarar veren hayvan türlerinin teşhiri amacıyla 1933 yılında ilk küçük bahçe kuruldu. Halkın büyük ilgisiyle karşılaşan bu girişim, 29 Ekim 1940’ta ilk kapsamlı AOÇ Hayvanat Bahçesi’nin açılmasına zemin hazırladı. Açıldığı günden itibaren binlerce ziyaretçiye kapılarını açan AOÇ Hayvanat Bahçesi, Anadolu'nun yaban hayatından tutun, çeşitli egzotik türlerine de ev sahipliği yapmaktaydı.
ÇEŞİTLİ HAYVANLARA EV SAHİPLİĞİ YAPIYORDU
Anadolu'nun vaşak, pars, boz ayı gibi yaban hayvanları yakalanarak bahçeye getirilirken, Afrika’dan zürafa, aslan ve su aygırı gibi egzotik hayvanlar taşındı. Özellikle zürafaların Ankara'ya getiriliş hikayesi oldukça dikkat çekiciydi: Gemiyle gelen zürafalar, alt geçitlerde kamyondan indirilip yürütülerek Ankara’ya ulaştırıldı.
Hayvanat bahçesi, 2013 yılına kadar 160 tür ve 1853 hayvana ev sahipliği yaptı. Her gün yüzlerce ziyaretçiyi ağırlayan bahçe, bir dönemin Ankara'sında bilim, eğlence ve halk bilincinin kesişim noktasıydı. Ankara Büyükşehir Belediyesine devredilen Atatürk Orman Çiftliği, dönemin Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından "Avrupa'nın en büyük tema parkı", "Guiness Rekorlar Kitabı'na girecek" sloganlarıyla tanınan ANKAPARK'A dönüştürülmüştü. ANKAPARK'ın yapımı sonrasında ise zamanla hayvanlar farklı şehirlere ve küçük ölçekli hayvanat bahçelerine dağıtıldı. AOÇ Hayvanat Bahçesinin özel canlıları o dönem büyük bir kısmı aynı dönemde kurulma aşamasında olan Kayseri Hayvanat Bahçesi'ne, bir kısmı da Gaziantep Hayvanat Bahçesi, İzmir, Bursa ve Ankara'nın ilçelerine taşındı.
Bir döneme damgasını vuran Ankaralılar'ın hafızasında tatlı anılarla hatırlanan AOÇ Hayvanat Bahçesi, Ankara denilince ilk akla gelen sosyal mekanlardan biri olmaya devam edecek.