Başkentte Haymana sınırlarları içerisinde yer alan ve ilçe merkezine 12 kilometre uzaklıkta, bulunan Babayakup deresi Üstündeki kayalık alana kuruldu. 4 bin yıllık bir tarihi geçmişe sahip olan Gavurkale, ihtişamı ile görenleri büyülüyor.Binlerce yıllık tarihe tanıklık eden bu tarihi yapı, Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından, 1'inci derece "Arkeolojik Sit Alanı” olarak tescillenmiştir.
Seyyahlar tarafından 19'uncu yüzyılda keşfedilen Gavurkale, Hitit uygarlığının Anadolu'daki ilk yerleşim merkezlerinden biri olarak biliniyor. Gavurkale'de çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. İlk çalışmalar ise, Mustafa Kemal Atatürk'ün talebi üzerine 1930 yılında H. H. Von der Osten tarafından yapılmıştır. O dönemde kalenin işlevi ve kullanımına dair birçok tahminde bulunulmştur. Osten, rölyef ve etrafındaki iri yapının, bir merasim yolu ve rampa ile ulaşılan izole bir dağ tapınağı olabileceğini belirtmiştir. Aynı zamanda geçmiş dönemlerde,kalenin bir kraliyet mezar anıtı olabileceği de ileri sürülmüştür.
KALE’NİN MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Yüksek bir üzerinde yer alan Gavurkale'nin güney cephesine bakan kayanın yüzeyinde, oturan şekide duran bir tanrıça ve tanrıçanın hemen karşı tarafında ise ayakta duran iki tanrı figürü bulunmaktadır. her 2 tanrıının da, başlarında sivri külahları, iki uzun kılıçları, kısa etekleri, uçlan kıvrık ayakkabıları tipik Hitit üslubuna göre yapılmış olarak görülüyor. Kale çevresinde yer alan ikinci kültür tabakası ise, Frig dönemine aittir. Bölgede, Bizans ve Roma Dönemine ait eserlerde bulunmuştur. Gavurkale'nin doğu cephesinde ise, beyazımsı kireç taşından yapılan sur kalıntıları dikkat çekiyor.