Babasını küçük yaşta yitirmiş biri olarak, her baba-oğul hikayesi ilgimi çeker ve heyecanla, karışık hislerle okurum. Bazen görmediğimiz ama hissetigimiz bir uçurumun gölgesi bazen de varlığını iliklerimize kadar hissetiğimiz bir can parçasının adıdır Baba.
Bugünde sizlerle bu tanımadığım ama iliklerime kadar hissetiğim 4 harfle yazılan ama anlamı hayatımıza eş değer olan Baba duygusunun öykülerinden birini paylaşacağım.
“60’lı yaşlarda baba 25-30 yaşlarda oğlu ile beraber bahçede oturuyorlardı ağaca bir kuş gelmiş dalda neşe ile oynuyor, baba oğluna sordu bu nedir?
Evladı cevapladı; kuş babanın gözü kuştaydı.
Devamlı onu takip ediyordu ve tekrar oğluna sordu bu nedir? Oğlu sıkılgan bir şekilde kuş dedi babanın gözü yine kuştaydı ve tekrar oğluna sordu bu nedir? diye sordu oğlu ise hiddetli ve kızgın bir şekilde kuş o kuş baba anlamıyor musun? duymuyor musun?
kuş neden tekrar, tekrar soruyorsun bilmiyormuş gibi dalga mı geçiyorsun diyerek çıkıştı.
Baba sanki böyle bir tepkiyi ondan beklercesine ve ona hayatının en büyük dersini vermek için ayağa kalktı az sonra elinde bir defter ile elinde tekrar balkona geldi oğlunun yanına oturdu sayfayı açtı ve okumasını istedi oğlu içinden okuyacakken babası sesli bir şekilde okumasını istedi ve notta şunlar yazıyordu
“Bugün oğlumla beraber parka gittik oğlum yürümeye ve konuşmaya başladı biz otururken bir kuş geldi oynuyordu oğlum sordu baba bu ne? kuş oğlum dedim az sonra tekrar sordu baba bu ne?
Kuş biraz sonra bir daha baba bu ne? kuş dedim defalarca, onlarca kez sordu ve ben her seferinde kuş dedim sevgiyle ve en sonunda oğlum bana bu kuş dedi.
Seviyorum seni canım oğlum benim iyi ki geldin aramıza neşe kattın yuvamıza”
Oğlu bu notu okuduktan sonra gözleri doldu yutkundu ve şunları diyebildi:
Affet beni baba o sabrı ben gösteremedim özür dilerim canım babam seni çok seviyorum BABA..