Çanakkale Adatepe Köyü’nün girişinden yaklaşık 10-15 dakikalık bir patika yürüyüşü ile ulaşılan Zeus Altarı, eski tarihten bu zamana kadar anlatılan hikâyelerle efsaneleşmiştir. Yunan mitolojisine göre tanrıların tanrısı Zeus’un burada yaşadığı ve Truva Savaşı’nı buradan yönettiği de efsaneler arasındadır.
TARİHİN İZLERİNE TANIKLIK EDEBİLİRSİNİZ
Adatepe Köyü’nden yaklaşık 800 metrelik bir orman yolunu geçtikten sonra Zeus Altarı’nın eşsiz manzarası görülmektedir. Zeus Altarı’na çıkarken bu kısa yolculuk boyunca, hem doğanın içinde huzurlu bir an yaşayabilir hem de tarihin izlerine de tanıklık edebilirsiniz.
Zeus Altarı, Dede Tepe’de yer alır ve kaya kütlesinin işlenmesiyle oluşturulmuştur. Oyuk basamaklardan oluşan bir merdivenle çıkılan bu altarda, sunak nişleri, oturma platformları ve oyularak oluşturulan bir sarnıç bulunmaktadır. İçinde su bulunan sarnıç, Zeus Mağarası olarak adlandırılır. Ayrıca, antik sunağın yanında Çanakkale Savaşları’na katılan Erdem Dede’nin yatırı da bulunmaktadır.
ZEUS, TRUVA SAVAŞI‘NI BURADAN YÖNETMİŞTİR
Zeus Altarı (Sunak) ile ilgili birçok efsaneler vardır ve bu efsaneler dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir. Anlatılan bazı efsaneler şunlardır…
Çok tanrılı uygarlıklarda, çoğu zaman büyük beklentilerden önce ve önemli gelişmelerden sonra sunaklarda tanrılara adaklar adanır, teşekkür anlamında hediyeler sunulurdu. Bu çok tanrılı dinlerde tanrılar tanrısı olarak bilinen en güçlü tanrı, Zeus’tur. Zeus Altarı’nın ismi buradan gelmektedir.
Efsaneye göre tanrıların tanrısı Zeus, büyük Truva Savaşı’nı buradan, yani İda Dağı'ndaki Gargaros Tepesi’nden izleyip yönetmiştir.
İLYADA DESTANINDA ŞÖYLE GEÇİYOR…
Homeros'un İlyada destanında bahsettiği Zeus tapınağı, Truva Savaşı'nın geçtiği Troya Ovası'na bakan İda Dağı'nın zirvesinde yer alan kutsal bir yapıdır. Bu tapınak, sadece Zeus'a adanmış olmakla kalmaz, aynı zamanda antik Yunan dünyasının en önemli dini merkezlerinden biridir.
Homeros'un betimlemesine göre Zeus, altın yeleli ve tunç ayaklı atlarıyla İda Dağı'na iniyor ve tapınağına varıyor. Tapınak, sürekli bir dumanla kaplı, kokulu bir sunak içeriyor. Zeus, dağın zirvesine oturup Troya ve Akhaların gemilerini seyrediyor…
Zeus Altarı, Gargaran'daki altar, Zeus ile Hera'nın aşkına da şahit olmuştur. İlyada'da bu durum şöyle anlatılır: "Hera dosdoğru yürüdü Gargaran Doğruğuna. İda'nın en yüksek tepesiydi bu. Bulutları devşiren Zeus, onu gördü. Görür görmez aşk sardı düşünceli kafasını. Ve Hera Zeus'un dokuz eşinin birincisi oldu."
Zeus Altarı, Truva'yı gün yüzüne çıkaran Alman maceraperest Heinrich Schliemann ve Alman arkeolog Judeich tarafından İda Zeus Altarı olarak tanımlanmıştır.
Bölgede çalışma yapan araştırmacılar da bu yüksek, denize ve Edremit Körfezi’ne hâkim bir tepe üzerine inşa edilen mekânın Zeus’a ait olduğunu düşünmektedirler.
Zeus Altarı, sadece tarihi önemiyle değil, aynı zamanda doğal güzelliğiyle de dikkat çekmektedir. Altar, Edremit Körfezi'nin muhteşem manzarasına sahiptir. Bölgeye gelen ziyaretçiler, altarın kalıntılarını keşfetmenin yanı sıra bu manzaranın da keyfini çıkarıyor.
