Ankara'nın Beypazarı ilçesinde hem geleneksel sofraların vazgeçilmezi hem de modern atıştırmalıkların öncüsü olarak bilinen 'Beypazarı Kurusu' gastronomi dünyasında kendine sağlam bir yer edindi. Geleneksel yöntemlerle hazırlanan bu ürün, hem nostalji hem de lezzet arayanların favorisi olmaya devam ediyor.
GASTRONOMİ DÜNYASINDA YERİNİ ALDI
Türkiye’nin başkenti Ankara’ya yaklaşık 100 km uzaklıkta bulunan Beypazarı, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken bir ilçedir. Beypazarı, özellikle tarihi evleri, taş sokakları ve özgün lezzetleriyle tanınır. Bu lezzetlerin başında ise yüzyıllardır süregelen bir gelenek olan Beypazarı kurusu yer alır. Köklü bir geçmişe sahip olmasının yanı sıra, günümüzün modern tat anlayışına da hitap ederek her yaştan tüketicinin beğenisini kazanıyor.
GELENEKSEL YÖNTEMLERLE YAPILIYOR
Beypazarı kurusu, ilçenin tarihî ve kültürel mirasını yansıtan önemli bir tat olarak öne çıkar. Geleneksel yöntemlerle yapılan bu ürün, Beypazarı’nın köklü gastronomi geçmişinin bir parçası olup, bölgenin özgün lezzet anlayışını ve el emeğini temsil eder.
Hem yöre halkının hem de ziyaretçilerin beğenisini kazanan Beypazarı kurusu, yerel mutfağın kalitesini ve çeşitliliğini yansıtarak, Beypazarı’nın kültürel zenginliğini tatmak isteyenlere eşsiz bir deneyim sunar.
YIL BOYUNCA TAZELİĞİNİ KORUYOR
Lezzetin yapımında un, süt, yaş maya, tuz, margarin gibi malzemeler kullanılır. Tercihe göre, kurusu hem "ıslak" hem de "kuru" olarak iki farklı türde hazırlanabilir; "ıslak" türü daha hafif bir seçenek olarak öne çıkar.
Beypazarı kurusu, yılda yaklaşık 2.000 ton kadar üretilmektedir ve bir yıl boyunca tazeliğini korur. Geleneksel olarak meşe odunuyla yakılan taş fırınlarda pişirilirdi, ancak günümüzde pişirme işlemi genellikle elektrikli fırınlarda yapılmaktadır. Kurusun pişirilmesinin ardından, ürün 12 ila 14 saat süreyle fırınlarda bekletilerek ideal kıvamına getirilir. Bu titiz süreç, kurusunun kendine has lezzetini ve uzun ömürlü tazeliğini sağlamaktadır.
