Yapılan tetkikler sonucunda, Ekmekçi'nin yemek borusunda yaklaşık 6 santimetre uzunluğunda nadir görülen bir lezyon olduğu tespit edildi. Bu durum, oldukça endişe verici bir sağlık sorunu olarak ortaya çıktı.
"BU İŞLEM TÜRKİYE'DE NADİR YAPILIYOR"
Ekmekçi'nin tedavisini üstlenen Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Sezgin Vatansever ve ekibi, lezyonu çıkarmak için endoskopik bir yöntem kullanmaya karar verdiler. Bu işlem, Türkiye'de nadiren yapılan ve Japonya'da geliştirilen bir tedavi tekniği olan "endoskopik submukozal diseksiyon" yöntemiyle gerçekleştirildi. Dr. Vatansever, bu yöntemi yıllardır uyguladıklarını ve büyük başarı sağladıklarını belirtti. Bu özel teknik, yemek borusundaki büyük lezyonları, hastayı minimal ağrı ve komplikasyonla tedavi etmeye olanak sağlıyor.
"İYİLEŞME SÜRECİ OLDUKÇA HIZLI İLERLİYOR"
Endoskopik submukozal diseksiyon, lezyonları vücuda zarar vermeden çıkarmayı amaçlayan bir tekniktir. Yaklaşık 2-3 saat süren işlem sırasında, uzmanlar lezyonun çevresindeki dokuları kesip çıkarırken, yemek borusunun yapısını bozmamaya dikkat ederler. İşlem sonunda, hastanın yemek borusunda herhangi bir hasar oluşmaz ve iyileşme süreci oldukça hızlı ilerler. Ekmekçi'nin tedavisi, başarılı bir şekilde tamamlandıktan sonra, hastanede sadece 3-4 gün kalarak taburcu edildi. Kontrollerinde herhangi bir problem görülmedi ve tedavi süreci tamamen başarılı oldu.
"TEDAVİ YÖNTEMİ TÜRKİYE'DE 10 YILDIR UYGULANIYOR"
Doç. Dr. Sezgin Vatansever, bu tür operasyonların Türkiye’de yalnızca büyük ve gelişmiş merkezlerde gerçekleştirilebildiğini vurguladı. Bu tedavi yönteminin yaklaşık 10 yıldır Türkiye'de uygulandığını, ancak kendi ekiplerinin bu yöntemi daha da ileriye taşıyarak geliştirdiğini belirtti. Vatansever, bu yöntemin yemek borusundaki ciddi hastalıkların, örneğin akalazya (yemek borusu kaslarının düzgün çalışmaması) ve Zenker divertikülü (yemek borusunun üst kısmında oluşan çıkıntı) gibi durumların tedavisinde de son derece etkili olduğunu söyledi.
"CERRAHİ YÖNTEMELERE GÖRE KISA SÜREDE İYİLEŞME GÖSTERİYOR"
Bu tedavi yönteminin, hastaların ağrı duymadan ve uzun iyileşme süreçlerine girmeden tedavi edilmesine olanak tanıdığına dikkat çeken Vatansever, yemek borusu kanseri gibi ağır hastalıkların cerrahi tedavilerinin zorluğu düşünüldüğünde, bu tür yenilikçi ve minimal invaziv tedavi yöntemlerinin büyük bir avantaj sunduğunu belirtti.
Bu tedavi sayesinde hastalar, geleneksel cerrahi yöntemlere göre çok daha kısa sürede iyileşmekte ve komplikasyon riski oldukça düşmektedir. Ekmekçi’nin tedavi sürecinde hiçbir komplikasyon yaşanmadığı ve başarılı bir iyileşme süreci geçirdiği için büyük bir memnuniyet duyduklarını ifade etti.