Geçmiş dönemde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı görevinde bulunan Gelecek Partisi Eğitim ve Bilim Politikaları Başkanı Yusuf Ziya Özcan, yeni müfredatı değerlendirdi.

2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı’nda ilk-orta-liselerin birinci sınıflarında uygulamaya konulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, Yeni Müfredat eleştirisinde bulunan ve üniversitelerdeki eğitim uygulamalarına yönelik değerlendirme yapan Özcan, Türkiye’nin eğitim sistemine dair çarpıcı açıklamalar yaptı.  

“YENİ MÜFREDATLA TÜM OKULLARI İMAM HATİPLEŞTİRME HEDEFLERİ VAR!” 

Yusuf Ziya Özcan, mevcut müfredatın sadeleştirilmesi yönünde verilen sözlerin yerine getirilmediğini belirterek, eğitimin giderek dini bir forma sokulmaya çalışıldığını ifade etti.

Özcan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli olan yeni müfredatın dindar nesil yetiştirme söylemleri doğrultusunda dini öğelerle doldurulduğunu belirterek şunları söyledi: “Yeni müfredatın yalnızca yetenek ve becerileri temel alan bölümleri iyi olan kısmıdır. Çağdaş eğitim sistemlerinin vazgeçilmez unsurlarından bir tanesi öğrencilere etkinlik kazandırmaktır. Bu yeni müfredat genel olarak bilimden uzaktır. Giderek eğitimi olması gerektiği yoldan dışarı çıkarmaya çalışıyorlar. Yeni dini müfredat içeriklerden ürkütücü ve endişe vericidir.” 

TİKA, Afganistan’ın eğitim altyapısına desteğini sürdürüyor TİKA, Afganistan’ın eğitim altyapısına desteğini sürdürüyor

İktidarın özellikle tüm okulları imam hatipleştirme hedefinin olduğunu öne süren Özcan, yeni müfredat değişikliğinin, eğitim sistemine bir katkı sağlamayacağını, aksine zarar vereceğini belirterek, “Bu müfredat bilimden ve çağdaş eğitim uygulamalarından uzak" dedi.

“DİN OKULDA DEĞİL AİLEDE ÖĞRENİLİR” 

Gelecek Partisi Eğitim ve Bilim Politikaları Başkanı Özcan, din eğitiminin okulda değil, aile içinde öğrenilmesi gerektiğini vurgularken, bu konuda devletin eğitim sistemine müdahalesine karşı çıktı.

Özcan, din eğitimi almak isteyen ailelerin çocuklarına özel hocalar tutabileceğini ya da güvenilir kurumlara başvurabileceğini belirtti, ancak tarikat ve cemaatlerin bu süreçte yer almaması gerektiğinin altını çizdi.

Yusuf Ziya Özcan şunları söyledi: "Dindar nesil yetiştirme çabaları nedeniyle Türkiye'de dinden soğuyan insan sayısı arttı. Artık camilere insanlar daha az gitmeye başladı. 30 Ağustos'ta vaazlarda Atatürk'ün anılmaması kabul edilemez örneğin. Ne kadar eleştirel olurlarsa olsunlar Atatürk’ü inkar edemezsiniz. Biz onun sayesinde bugün rahat edebiliyoruz. Atatürk düşmanı olunduğu için hiçbir yerde Atatürk'ü görmek istemiyorlar."

Meslek Liseleri konusunda bazı önemli adımlar atıldığını belirten Özcan, atılan adımların çıtasını daha da yükseğe taşıyacaklarının altını çizdi.

Mesleki Eğitim Merkezlerinin (MESEM) eğitim terklerine neden olması, çocuk işçiliğini özendirmesi, çocuk iş kazaları ve cinayetleri yaşanmasına neden olduğuna dair eleştirilere yönelik sorularımızı yanıtlayan Özcan, tüm bu aksaklıkların önüne geçecekleri bir alt yapı oluşturma sözü verdi.  

“LİYAKATSİZ REKTÖR ATAMALARI YAPILIYOR” 

Eğitim sistemindeki sorunların üniversitelerde de devam ettiğini söyleyen Özcan, rektör atamalarındaki liyakatsizlik sorununa dikkat çekti.

Uluslararası akademik platformlarda yer almayan, bilimsel makaleleri bulunmayan rektörlerin atandığını belirten Özcan, bu durumun üniversitelerdeki akademik geleneği zedelediğini söyledi. 

Özcan açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Geçen seneden bu sene iyi bir şey olmadı. Yani üniversiteler adına sevinebileceğimiz bir gelişmeden bahsedemeyiz. Rektör atamalarına bakın. Atanan bir rektörün bilimsel uluslararası dergilerde, hakemli dergilerde hiçbir yazısı olmaması bu döneme özgü şeylerdir. Ne kadar liyakate dayanılarak seçildiklerine siz karar verin. Bir rektör düşünün uluslararası dergilerde, yabancı dilde yazılmış bir makalesi yok. Bu dünyanın neresinde görülmüştür? Veya diyelim makalesi var ama hiç atıf almamış. Yani hiç kimse ondan faydalanmamış. Okumuş mu okumamış mu onu da bilmiyoruz da eğer birisini referans verseydi okuduğunu anlardık. Bunlar bu döneme özgü ve bu giderek de artıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi'ne rektör atadılar. TÜBİTAK'taki arkadaşımızı, onun kötü olduğunu vurgulamak için söylemiyorum. Çok çalışkan, değerli bir arkadaştır. Ama İstanbul Teknik Üniversitesi onun yeri değildir. Akademik geleneği dağıttılar. Boğaziçi'nde yapılanları görüyorsunuz. Eski bir rektör, hocamız üniversiteye alınmıyor. Bu ne demektir? Üniversiteler çok kötü bir şekilde 2024-2025 akademik yılına başlıyorlar. Onlara ümit veren hiçbir şey yok."

“GELECEK PARTİSİ İKTİDARINDA YÖK’Ü KALDIRACAĞIZ” 

Gelecek Partisi’nin iktidara gelmesi halinde eğitim öğretimde nasıl bir yol izleyeceklerine ilişkin sorumuza Yusuf Ziya Özcan, "YÖK’ü kaldıracağız" şeklinde yanıt verdi.

YÖK Başkanı olduğu dönemde de YÖK'ü kaldırmak istediğini söylediğini belirten Özcan, üniversitelerde akademik özgürlüğü artıracak bir sistem kuracaklarının altını çizerek, rektörlerin üniversiteler tarafından seçileceği bir düzen inşa edeceklerini ve üniversiteleri serbest bırakarak, özerkliği sağlayacaklarını belirtti.

Özcan şunları kaydetti: "Biz iktidara geldiğimizde öncelikle YÖK’ü kaldıracağız. Bugünkünden farklı bir mekanizma kuracağız ama bu hiçbir zaman kadrolara karışmayacak, öğretim üyelerine, özlük haklarına karışılmayacak. Rektörleri kendileri seçecekleri bir düzeni yeniden inşa edeceğiz. 1960 Anayasası en özgürlükçü anayasaydı. Orada YÖK’e biçilmiş görev tanımı, tamamıyla bizim kabul ettiğimiz bir tanımdır. Biz oraya dönmek istiyoruz. Onu çağdaş motiflerle süsleyerek bu dönüşü yapabiliriz. Üniversiteleri serbest bırakacağız, her üniversiteye aynı gömleği giydirilemez."

“İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ” DİYEN İKTİDARI ELEŞTİRDİ! 

Özcan ayrıca Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizin eğitim sistemini de olumsuz etkilediğini ifade etti. Okul öncesi eğitim ve öğrencilere ücretsiz bir öğün yemek uygulamasının sağlanmasının altını çizen Yusuf Ziya Özcan, eğitimin ekonomik kalkınma ile doğrudan bağlantılı olduğunu dile getirdi. 

Orta Vadeli Plan çerçevesinde kamuda tasarruf tedbirleri çerçevesinde adımlar atan kamu otoritesinin, eğitimden tasarrufa gitmemesi gerektiğini belirten ve iktidarın ‘itibardan tasarruf olmaz’ söylemini eleştirdi.

Özcan, eğitim yatırımlarının uzun vadeli etkiler sunduğunu belirterek, eğitime sürekli yatırım yapılması ve sabırlı olunması gerektiğini kaydetti.

Mevcut müfredat değişikliklerinin çocukların fen ve sosyal bilimler alanındaki becerilerini geliştirmeye yetmeyeceğini belirten Özcan, Gelecek Partisi iktidarında sınavsız ortaöğretime geçiş ve eğitimde fırsat eşitliği için önemli adımlar atacaklarının altını çizdi.  

Muhabir: GÜLİZ YILDIZ ZEREN