Yunan medyasının değerlendirmelerine göre, Türkiye’nin küresel alandaki etkisi ve Yunanistan’a yönelik yaklaşımı önemli bir değişim gösteriyor. Kathimerini gazetesi, Atina’nın artık Ankara'nın dış politika önceliklerinde dahi yer almadığını vurguladı.
TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜÇ HALİNE GELİYOR
Gazete, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’yi Batı’ya bağımlılıktan çıkararak küresel bir aktör haline getirdiği ifade ediliyor. Türkiye’nin ABD, Rusya, Çin ve Körfez ülkeleriyle doğrudan temaslar kurarak yalnızca bölgesel değil, küresel bir güç haline geldiği belirtiliyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Doha’daki ziyaretinde Yunan mevkidaşı George Gerapetritis ile gerçekleştirdiği görüşme de dikkat çekiyor. İki bakan, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler ve bölgesel gelişmeleri değerlendirdi. Önceki haftalarda da iki ülke arasında diplomatik süreçleri ilerletmek adına telefon görüşmesi yapılmıştı. Bu görüşmelerde, iş birliği alanlarının genişletilmesi konusunda fikir alışverişinde bulunulduğu ifade ediliyor.
TÜRKİYE'NİN YÜKSELEN KÜRESEL ETKİSİ
Analizlerde, Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’deki ulusal çıkarlarını savunma kararlılığına dikkat çekiliyor. Yunanistan’ın ise bu meselelerde ikincil bir konu haline geldiği ve Türkiye’nin artık Atina ile yalnızca stratejik zorunluluklar nedeniyle temas kurduğu belirtiliyor. Türkiye’nin yükselen küresel etkisi, Yunanistan’ı dış politika önceliklerinden uzaklaştırmış görünüyor. Bununla birlikte, Yunanistan’ın, Türkiye’nin bu stratejik hamlelerine karşı temkinli bir yaklaşım sergileyerek sınır anlaşmazlıklarını iki taraflı çözme noktasında akıllıca davranması gerektiği de vurgulanıyor.
Kathimerini ayrıca, Türkiye’nin Lozan Antlaşması’na dayalı olarak doğu Ege adalarının silahsızlandırılması ve Batı Trakya’daki Türk azınlığın haklarının korunmasını savunduğunun altını çiziyor. Türkiye’nin bu meselelerde geri adım atmayacağı ve Yunanistan’ın Türkiye’yi bu alanlarda göz ardı edemeyeceği ifade ediliyor. Erdoğan’ın iktidara gelmesinden sonra, Türkiye’nin Orta Doğu, Asya ve Afrika’da Batı’ya bağlı olmayan bir strateji geliştirdiği ve bunun Türk-Yunan ilişkilerini etkilediği belirtiliyor. Günümüz Türkiye’sinin, 1974’teki Türkiye’den çok farklı olduğu ve artık küresel bir güç olarak uluslararası alanda güçlü bir yer edindiği ifade ediliyor.