Ankara Hacı Bayram Veli (AHBV) tarafından düzenlenen "Gelecek Nasıl Beslenecek" panelinde, Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Mehmet Sorar önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında özellikle kolajenin sağlık üzerindeki faydalarına dikkat çekerek bu proteinin modern tıptaki yerini ve gelecekteki potansiyelini vurguladı.
KOLAJEN'DEN BEYİN ZARI ÜRETİMİ
Doç. Dr. Mehmet Sorar, yıllardır üzerinde çalıştıkları projelerden birinin, dünyada yalnızca üç ülkenin ürettiği yapay beyin zarlarını içeren bir teknoloji olduğunun altını çizdi. Sorar, "Çok uzun zamandır çalıştığımız konulardan bir tanesi de biz dünyada üç yapay beyin zarı üreticisinden biriyiz. Yaklaşık beş yıldır dünya pazarına bunu sunuyoruz ve satışını yapıyoruz" dedi. Kolajen proteininden saflaştırılmış protein kullanarak yapay beyin zarları ürettiklerini belirten Sorar, kolajenin vücut için ne kadar değerli bir protein olduğunu da sözlerine ekledi.
"KOLAJEN VÜCUDUN EN İYİ PROTEİNİDİR"
Sorar, kolajenin vücudun her bölgesindeki iyileşme süreçlerine katkı sağladığını vurguladı. "Kolajen, vücudun en iyi proteinidir. Günümüzde artık besinlerin ve gıdaların içerisine girmeye başladı. Çünkü kolajen, aklınıza gelebilecek bütün iyileşme yeteneği olan dokuların iyileştirilmesinde temel bir proteindir. Yara yanık tedavisinden tutun da ciltteki ağır yaralara, kemik iyileşmelerine kadar kolajen katkıda bulunuyor" dedi. Ayrıca, kolajenin vücutta yara iyileşmesinden kalp kası gibi kendini yenileyemeyen dokuların iyileşmesine kadar çok geniş bir yelpazede etkili olduğunu belirtti.
YAŞLANMANIN NEDENİ KOLAJEN YETERSİZLİĞİ
Sorar, yaşlanma sürecinin en önemli etkenlerinden birinin kolojen üretiminin azalması olduğuna dikkat çekti. "Yaşlanmamızdaki en önemli etken kolajen üretiminin azalmasıdır. Yaş ve beslenme alışkanlıklarımızla yeterli kolajene ulaşamamak, vücudumuzun daha hızlı yaşlanmasına neden oluyor" diye konuştu.
Kolajenin en fazla paça çorbası gibi gıdalarda bulunduğunu ancak bu şekilde etkin bir şekilde kolajen alımının mümkün olmadığını belirten Sorar, "O yüzden saflaştırılmış ve kullanıma hazır hale getirilmiş ürünlerin içerisinde yeterli düzeyde kolajen kullanıldığı zaman gerçekten hem yaşlanmayı geciktiriyor hem de organ sağlığını, özellikle eklem sağlığını koruyan proteinlerdir" dedi.
"KOLAJEN CİLT YAŞLANMASINI ENGELLER"
Doç. Dr. Mehmet Sorar, kolajenin cilt sağlığına olan etkilerine de değindi. "Cildimiz, kolajenin en yoğun bulunduğu dokulardan biridir. Kolajen miktarının azalmasıyla birlikte cildin kalitesi bozulur ve yaşlanmayla birlikte kırışıklıklar ortaya çıkar" diyen Sorar, kolajen miktarını korumanın cilt yaşlanmasını engellediğini belirtti. "Eğer kolajen miktarı yeterli şekilde korunursa, bu kırışıklık inanılmaz derecede azalır" diyerek kolajenin yaşlanmayı geciktirici etkilerini vurguladı.
Ayrıca, dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanların kolajen miktarının cilt yaşlanmasındaki rolüne de dikkat çekti. "Örneğin, Afrika'da ve Uzak Doğu Asya'da yaşayan siyahi nesilde, ciltlerindeki kolojen miktarı doğuştan çok daha fazla. Bu da onların çok daha geç yaşlanmalarına ve kırışıklıklarının daha geç oluşmasına neden oluyor" dedi.
SORAR, SAFLAŞTIRILMIŞ KOLAJENE DİKKAT ÇEKTİ
Kolajenin gelecekteki kullanım alanları hakkında da bilgiler veren Dr. Sorar, "Kolajen, gelecekte hem kozmetikte hem de fonksiyonel gıda olarak kullanılacak. Eğer saflaştırılmış bir kolajen tüketirseniz, paça çorbası yerine bunu bir tablette karşılayabilirsiniz. Bu, hem tüketim miktarını kontrol etmenizi sağlar hem de vücudunuzun ihtiyaç duyduğu kolajeni daha etkin bir şekilde almanızı sağlar" diyerek, kolajenin hem sağlık hem de estetik amaçlarla kullanımının artacağını öngördü.
Doç. Dr. Mehmet Sorar, kolajenin yalnızca sağlık alanında değil, aynı zamanda kozmetik ve gıda sektörlerinde de önemli bir yer tutmaya başladığını belirterek, gelecekte bu proteinin daha fazla kullanılacağına dikkat çekti. Kolajenin vücudun iyileşme süreçlerine olan katkısının yanı sıra yaşlanmayı geciktirici ve organ sağlığını koruyucu etkileriyle, bilim dünyasında önemli bir yer edinmeye devam edeceğini söyledi.