Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) aldığı karar doğrultusunda, Türkiye’de serbest kıyafet uygulaması kaldırılarak, aile bütçesini sarsmayan tek tip okul forması uygulamasına geri dönüldü. Bu değişiklik, toplumun farklı kesimlerinde tartışmalara yol açarken, uygulamanın öğrenciler ve veliler üzerindeki etkisi merak konusu oldu.
“ESNEK BİR YAKLAŞIM BENİMSENMELİ”
Psikolojik Danışman ve Türk PDR Derneği Ankara İl Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Safiye Yılmaz Dinç, Polatlı Postası’na, yeni yönetmeliğin okullarda nasıl karşılandığını anlattı. Dinç, serbest kıyafet uygulamasının öğrenciler için kendilerini ifade etme aracı olduğunu belirterek, “Okul formalarının geri getirilmesi, özellikle ergenlik dönemindeki gençlerin bireysel kimliklerini oluşturma süreçlerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Motivasyon kaybı, okul aidiyetinde azalma ve yaratıcılığın baskılanması gibi sonuçlar doğabilir” diye konuştu.
Dinç, bunun yerine daha esnek bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini savunarak, “Öğrencilerin kendilerini rahat hissedebilecekleri, demokratik ve katılımcı okul ortamları oluşturulmalı. Bu ortamlar, öğrencilerin psiko-sosyal becerilerinin gelişimine katkı sağlar” ifadelerini kullandı.
OKUL FORMASI DİSİPLİN Mİ? BASKI MI?
Tek tip kıyafet uygulamasını savunanların görüşlerine de değinen Dinç, üniforma düzeninin disiplin duygusunu artırdığını, okul güvenliğini sağladığını ve ciddiyet kazandırdığını belirtti. Ancak, bu disiplin anlayışının yalnızca dışsal düzenlemelere dayandırılmasının sorunlara yol açabileceğini vurguladı. “Kıyafet denetimleri bazen cinsiyetçi ve ayrımcı yaklaşımlara kapı aralayabiliyor. Özellikle kız öğrenciler üzerinde gereksiz baskılara dönüşebilir” diyen Dinç, eğitimde eşitlik, bireysel kimlik ve toplumsal eşitlik arasındaki dengenin önemine dikkat çekti.
“PİLOT UYGULAMA GEREKLİ"
Yeni yönetmeliğin toplumda nasıl karşılandığına dair yeterli bilimsel çalışmanın olmadığını ifade eden Dinç, “Bu tür bir düzenleme hayata geçirilmeden önce pilot çalışmalar yapılmalı ve bilimsel bir temel oluşturulmalıdır. Okul türü, düzeyi, bölgesel ve sosyo-ekonomik faktörler dikkate alınarak farklı kıyafet politikalarının etkileri analiz edilmelidir” önerisinde bulundu.
Dinç ayrıca, tam serbestlik yerine, haftanın bir günü serbest kıyafet uygulamasının denenebileceğini belirtti. “Bu uygulama, öğrencilerin ve velilerin düşüncelerini dikkate alarak daha dengeli bir geçiş süreci sağlayabilir. Maddi sıkıntı yaşayan aileler için destek mekanizmaları oluşturulmalıdır” ifadelerine yer verdi.
“OKUL YÖNETİMİ YAPICI OLMALI”
Dinç, okul yönetimlerinin yapıcı bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı. “Aykırı durumlarda cezalandırma yerine rehberlik çalışmaları yapılmalıdır. Okul forması veya serbest kıyafet uygulaması, birçok unsuru içeren karmaşık bir konudur ve bu kararların temeli iyi atılmalıdır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.