Tasarruf tedbirleri kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı, 2024-2025 eğitim öğretim yılından itibaren halk eğitim merkezlerinde görev yapan usta öğreticilerin pozisyonlarını yeniden düzenleme kararı aldı. Yeni düzenlemeye göre, Türkiye genelinde halk eğitim kurslarının açılmayacağı bildirildi. Bu durum, halk eğitim kurslarında geçimini sağlayan binlerce usta öğreticiyi işsiz kalma riskiyle karşı karşıya bıraktı. Alınan bu karar üzerine usta öğreticiler, haklarını savunmak ve seslerini duyurmak için Ankara'ya gelerek tepkilerini dile getirdiler.
Türkiye'nin birçok ilinden gelen usta öğreticiler Anıt Park'ta haklarını aramak için bir araya geldi. Meslek Eğitimcileri Usta Öğreticiler Federasyonu Genel Başkanı Canan Ünver, geçici personel olarak istihdam edilen kadrosuz usta öğreticilerin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından memur veya sözleşmeli personel olarak kabul edilmediğini belirtti. Ünver, usta öğreticilerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ise işçi olarak sayılmadığını ifade etti. Yeni yayınlanan yönetmelikle birlikte usta öğreticilerin statüsü hakkında herhangi bir tanım bulunmadığının altını çizen Ünver, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Statüsü belli olmayan, iş güvencesinden yoksun, hiçbir özlük hakkına sahip olmayan, ücretleri resmi tatiller, bayramlar, vb. günlerde kesintiye uğrayan, ücretlerini tam aldıklarında dahi aldıkları ücret asgari ücretin çok altında olan, kıdem tazminatı olmayan ve dahi hiçbir sosyal güvencesi olmayan eğitim emekçisi sınıfının oluşmasına yol açmıştır."
"KURS AÇAMAZ HALE GELDİK"
Ünver, ülkenin her bir köşesinde bulunan usta öğreticilerin sadece yönetmelikle çerçevesi belirlenmiş rutin eğitim programını uygulayan eğitimciler olmadığını vurguladı. Ülkedeki her olağanüstü olayda sahaya inen ve çözüm üretenlerin arasında usta öğreticilerin olduğunu söyleyen Ünver, tüm dünyayı etkisi altına alan kovid-19 döneminde bütün kamu kurum ve kuruluşların maske ihtiyaçlarının usta öğreticiler sayesinde karşılandığını söyledi. Aynı şekilde, 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş'ta gerçekleşen ve 11 ili etkileyen depremde de usta öğreticilerin her daim sahada olduğunu belirtti. Usta öğreticilerin, her daim ellerini taşın altına koyduğunu sözlerine ekleyen Ünver, bu ve benzeri durumlarda hiçbir karşılık beklemediklerini ve hiçbir ücret almadıklarını ifade etti.
"Usta öğreticiler olarak bizler, kadro ve özlük haklarımızın iyileştirilmesi taleplerimizin karşılanmasını umarken, Milli Eğitim Bakanlığımızın Yeni Yönetmeliği ile nerdeyse hiç kurs açamaz hale geldik" diyen Ünver, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanlığı, yayınladığı yönetmelik ile ve uyguladığı bütçe yoksunluğu gerekçesi ile yaygın eğitimde uygulamaya koyduğu kısıtlamalarla gençlerin ve yetişkinlerin de eğitim hakkını ortadan kaldırmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada bütçe bitti adı altında halk eğitimi merkezlerinde açılan kurslara sınırlama getirilmesi her yaştan yurttaşların eğitim hakkının engellenmesi anlamına gelmektedir."
Ünver, kısa süreli modüller ile açılan kurslar sonucu usta öğreticilik sertifikalarının verilmesi deneyimsiz eğitmenlerin görev almasına, bunun da eğitimde istenmeyen sorunların yaşanmasına neden olduğunun altını çizdi. Ünver, "2022 yılında çalıştırılan yüz bin olan usta öğretici sayısı 2023 yılında yaklaşık 200 bin olmuştur. Bu da Meslek Eğitim merkezlerinin 756 saatlik kurslar ile herkese usta öğreticilik belgesi vermesinden kaynaklanmaktadır. Bakanlığın konuya ivedilikle el atması gerekmektedir" diye konuştu.
"KOTAYA HAYIR DİYORUZ"
Şanlıurfa Usta Öğreticiler Eğitim Derneği Başkanı Selçuk Altınbaş, usta öğreticilerin önüne konulan engelleri ve neden Ankara'da olduklarını Polatlı Postası İnternet Haber Sitesi'ne şu sözlerle anlattı:
"Bugün burada, yüz bin usta öğreticinin hakkını savunmak, önlerine konulan engelleri kaldırmak ve uğradıkları haksız müdahalelere karşı sesimizi duyurmak için toplandık. Bizler, çeşitli yanlış uygulamalar nedeniyle ezilen, özlük haklarından mahrum bırakılan ve kamu tarafından ikinci sınıf insan muamelesi gören eğitimciler olarak buradayız. Bizler, halk eğitim merkezlerinde eğitim veren insanlarız. Ancak ne yazık ki her seferinde ikinci sınıf, üçüncü sınıf insan muamelesi görüyoruz. Bizim amacımız sadece hakkımızı almak, emeğimize saygı gösterilmesini istemek. Biz eğitimciyiz, biz çalışanlarız. Ülke ekonomisine katkı sağlayan, insanları yetiştiren bireyleriz. Bizim sesimizi duyun! Bizler, kotaya hayır diyoruz"
