Ankara’nın Çankaya ilçesinde yer alan ve halk arasında "Altın Köşk" olarak bilinen Merik Konağı, Anadolu Mimarlık ve Mobilya Kültürel Miras Müzesi adıyla Türkiye’nin ilk mimarlık ve mobilya müzesi olarak 25 Aralık 2008 tarihinde kapılarını ziyaretçilere açtı. Bu eşsiz müze, Osmanlı'nın saray, köşk ve konak mimarilerinden esinlenerek tasarlanmış olup, zengin kültürel mirası ve detaylı işçilikleriyle dikkat çekiyor.
Merik Konağı, Anadolu mimarisinin iç ve dış mekanlarında kullanılan 1000 adet form ve motif ile 30 adet yapıdan örnekler alınarak tasarlanmıştır. Binanın dış kaplamasında kullanılan değerli kızılağaç türü, Amerika Birleşik Devletleri'nden ithal edilmiştir ve günümüzde bu ağacın Amerika dışına çıkarılması yasaktır. 1996 yılında inşa edilen bu bina, ilk sahibi olan ve Amerika'da "müthiş Türk" olarak tanınan Ali Rıza Bozkurt tarafından müzeye dönüştürülmüştür.
BİR ANNENİN ADINI YAŞATMA ARZUSU
Ali Rıza Bozkurt, asıl adı Meryem olan ve çevresi tarafından Merik olarak anılan annesinin adını yaşatmak amacıyla bu evi yaptırma kararı almıştır. Proje için İstanbul'daki saray, köşk, kasır ve konakların mimari detayları incelenerek, aynı kalitede ve özelliklerde yapılması için özel atölyeler kurulmuştur. Zanaatkarların el emeğiyle işlenen bu detaylar, 7 yıl süren atölye çalışmalarının ardından Merik Konağı'nı bugün olduğu gibi bir kültürel miras müzesi haline getirmiştir.
HER DETAYI İNCE İNCE İŞLENMİŞ
Merik Konağı, iki katlı bir müze olarak 17. ve 19. yüzyıllar arasında saraylarda ve köşklerde kullanılmış çok sayıda kıymetli aksesuar ve mobilyayı sergilemektedir. Avizelerden tavan süslemelerine, lavabolardan bahçeye ve merdivenlere kadar her detay zanaatkarların ince işçilikleriyle bezenmiştir. Müzenin koleksiyonları arasında, Osmanlı padişahlarına ait eşyalar da yer almaktadır. Mobilya ustası olarak bilinen Sultan II. Abdülhamid'in el oyması eserleri, Sultan Abdülaziz'in tahtları ve Sultan Vahdettin'in Dolmabahçe Sarayı'nda kullandığı misafir takımları dikkati çeken eserler arasındadır.
Ayrıca, Ali Rıza Bozkurt’a, Mekke tünellerini inşa ettiği dönemde Suudi Arabistan Kralı tarafından hediye edilen ve Hazreti İbrahim tarafından Kabe'nin inşası esnasında tavafın başlangıç noktasını belirlemek amacıyla yerleştirilen Hacer-ül Esved'den alınmış bir parça da müzenin önemli koleksiyonları arasındadır.
GELİN VE DAMATLARIN POPÜLER MEKANI
Merik Konağı’nın iç ve dışındaki tüm sarı alanlar altın varakla süslenmiştir. Her bir detayı ince ince işlenen müzenin bahçesindeki havuz ise İran'ın Şiraz kentinden gelen ustalar tarafından yapılmıştır. Bu zarif detaylar, Merik Konağı'nı sadece bir müze olarak değil, aynı zamanda düğün dış çekimleri için de popüler bir mekan haline getirmiştir. Gelin ve damatlar, bu eşsiz mekanın zengin ve farklı görünüşünden yararlanarak hatıra fotoğrafları çektirmektedirler.
