Türkiye, hızla yaşlanan nüfusu ile dikkat çekiyor. Son verilere göre 2010 yılında 5 milyon 327 bin olan yaşlı nüfus, %49 artışla 2020’de 7 milyon 953 bin kişiye ulaştı. Yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı ise %9,5 seviyesine çıktı. Yapılan çalışmalar, bu oranın 2025 yılında %11, 2080 yılında ise %25,6’ya ulaşacağını gösteriyor.
PİRAMİT GÖRÜNÜMÜNDEN ARI KOVANINA
Gelişen sağlık hizmetleri ve artan yaşam süresi, Türkiye’nin demografik yapısını değiştiriyor. 1975 yılında tipik bir piramit görünümünde olan nüfus yapısı, bugün arı kovanını andıran bir şekil aldı. Çocuk ve genç nüfus azalırken, yaşlıların toplam nüfus içerisindeki payı giderek artıyor.
2020 yılında yaşlı nüfusun büyük çoğunluğunu 65-74 yaş arası bireyler oluştururken, 85 yaş üstü oranı %8,4’e ulaştı. Bu durum, Türkiye’nin yalnızca yaşlanan değil, aynı zamanda ileri yaşlılık dönemine adım atan bir toplum olduğunu ortaya koyuyor.
Uzmanlar, yaşlılığın yalnızca ekonomik desteklerle çözülmesi mümkün olmayan, çok yönlü bir olgu olduğunu vurguluyor. Psikolojik destek, sağlık hizmetleri ve sosyal yaşama katılım gibi unsurların birlikte ele alınmasının gerektiği ifade edilerek yerel yönetimlerin ve kent konseylerinin aktif rol oynamasının büyük önem taşıyacağı vurgulanıyor.