Türk siyasetine damga vuran önemli isimlerde Necmettin Erbakan, vefatının 14. yılında anılıyor. Sinop'ta doğan Erbakan, siyasal kariyerinde "önce ahlak ve maneviyat" ilkesini savunmuş, islam dünyasını bir araya getirme çabalarıyla tanınmıştı.
TÜRKİYE'NİN AĞIR SANAYİSİNDE İLHAM KAYNAĞI OLDU
29 Ekim 1926'da Sinop'ta doğan Erbakan, babasının ağır ceza reisi olması nedeniyle çocukluğunu farklı şehirlerde geçirerek, eğitim hayatına Kayseri Cumhuriyet İlkokulu'nda başladı. İstanbul Erkek Lisesi'ni birincilikle tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'ne girdi. Burada Makine Fakültesi motorlar kürsüsünde asistanlık yapmaya başlayan Erbakan, Almanya'nın Aachen Teknik Üniversitesi'nde yaptığı çalışmalarla dikkat çekti. Özellikle Almanya'da gerçekleştirdiği motor araştırmaları, Türkiye'nin ağır sanayi hamleleri için ilham kaynağı oldu.
Necmettin Erbakan, 1956 yılında Türkiye'nin ilk yerli motorunu üretmek amacıyla Gümüş Motor Fabrikası'nı kurarak, Türkiye'nin sanayi alanındaki bağımsızlık mücadelesini başlattı. Yıllar içinde bu fabrikayı Pancar Motor olarak dönüştüren Erbakan, Türk sanayisinin kalkınmasında önemli adımlar attı.
MİLLİ NİZAM PARTİSİ'Nİ KURARAK SİYASET SAHNESİNE ÇIKTI
1966 yılında Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığı'na seçilen Erbakan, burada Anadolu sermayesini desteklemek için büyük çaba harcadı. Ancak, Odalar Birliği Başkanlığı seçimi Danıştay’a taşındıktan sonra görevinden alındı. Bu durum, Erbakan’ın siyaset yolculuğunun başlangıcı oldu. 12 Ekim 1969 seçimlerinde Adalet Partisi'nden milletvekili olma girişimi reddedilen Erbakan, Konya'dan bağımsız milletvekili olarak seçildi. 1970'te Milli Nizam Partisi'ni kurarak siyaset sahnesine çıkış yaptı.
Partisinin kuruluşunda "kapitalizm ve Batıcılık karşıtlığı" temelini atarak, Türk siyaseti ve kamuoyunda "Filistin davası"nı öne çıkardı. Erbakan’ın siyasi mücadelesi, 1971’de Milli Nizam Partisi'nin kapatılmasıyla zor bir döneme girdi. Ancak, 1972'de Milli Selamet Partisi'ni kurarak yeniden siyaset sahnesine çıktı. 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'nı güçlü bir şekilde savunan Erbakan, "Mücahit Erbakan" olarak tanınmaya başlandı.
1974’teki hükümet krizi ve 12 Eylül 1980 darbesi sırasında tutuklanarak 9 ay cezaevinde kaldı. Bu dönemde verdiği mücadele "dava" olarak adlandırıldı ve bu dava için yetiştirdiği nesil, daha sonra Türkiye'deki siyasi hareketlerde etkili oldu.
D-8'İ KURARAK TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKA YÖNÜ DEĞİŞTİ
1983’te Refah Partisi'nin kurucu lideri oldu ve partinin başkanı olarak siyaset sahnesine geri döndü. 1995'te yapılan genel seçimde Refah Partisi'nin yüzde 21,7'lik oy oranıyla birinci çıkması Erbakan’ın siyasi kariyerinde yeni bir dönemin başlangıcıydı. Erbakan, 1996'da Tansu Çiller ile koalisyon hükümeti kurarak başbakanlık koltuğuna oturdu. Dış politikada gelişmekte olan Müslüman ülkeleri bir araya getirme amacıyla D-8’i kuran Erbakan, Türkiye'nin dış politikadaki yönünü değiştirmeye çalıştı.
28 Şubat 1997’de gerçekleşen "postmodern darbe" sonrası Refah Partisi kapatıldı ve Erbakan’a siyaset yasağı getirildi. 2002’de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin zaferiyle birlikte Milli Görüş hareketinin yolu farklı bir yöne evrildi. Ancak Erbakan, 2003'te Saadet Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi.
MÜSLÜMANLAR ARASINDA ÖNEMLİ BİR FİGÜR HALİNE GELDİ
Saadet Partisi Genel Başkanlığı’na yeniden seçildikten sonra, sağlık sorunları nedeniyle 2004'te bu görevinden ayrıldı. 2008'de sağlık durumu nedeniyle ev hapsine alınan Erbakan, 27 Şubat 2011’de kalp ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Cenazesi, vasiyeti üzerine devlet merasimi yapılmadan İstanbul Fatih Camii'nde düzenlenen törenle defnedildi.
Necmettin Erbakan, Türk siyasetinde derin izler bırakan bir lider olarak hatırlanıyor. Siyasi hayatı boyunca sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda dünya Müslümanları arasında da önemli bir figür haline gelmişti. Erbakan’ın düşünceleri, Milli Görüş hareketi ve kurduğu partiler, günümüzde hala etkisini hissettiren bir miras olarak Türk siyasetinde varlığını sürdürüyor.