Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker-İş) tarafından 5 Eylül Perşembe günü saat 09.30'da “Enflasyonda Atalet, Ücrette Sefalet, Vergide Adalet Arayışı” sempozyumu düzenledi. Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök’ün öncülüğünde düzenlenen sempozyuma, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk-İş ve Şeker-İş yöneticileri, akademisyenler ve çok sayıda davetli katılım sağladı.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sempozyumda ücretler ve çalışanlar üzerindeki vergi yükü konusunda konuşma gerçekleştirdi. İşçilerin yaşadığı ekonomik zorluklara dikkat çeken Atalay, işverenlerin ve devletin bu konularda daha adil politikalar üretmesi gerektiğini vurguladı. Atalay, özellikle kamuda çalışan işçilerin maaşlarında yapılacak zamların özel sektörde de eşit oranda uygulanmasının gerekliliğini savundu.
"BİZ SENDİKACILAR, HER PLATFORMDA ADALETİ SAVUNACAĞIZ"
Atalay, sendikaların her platformda işçinin hakkını savunmaya devam edeceğini belirterek, "Biz sendikacılar olarak, siyasi partilerle bir bağlantımız yok. Kim doğruyu yaparsa onu destekleriz, kim yanlışı yaparsa onu da dile getirmekten çekinmeyiz" dedi.
"GIDA KRİZİ KAPIDA"
Konuşmasının önemli bir kısmını gıda güvenliğine ayıran Atalay, Türkiye'nin bir zamanlar kendi kendine yeten bir ülke olduğunu, ancak özelleştirmeler sonucunda bu özelliğini kaybettiğini ifade etti. "Şeker fabrikalarını özelleştirdik, Et ve Balık Kurumu'nu özelleştirdik. Şimdi karşımızda büyük bir gıda krizi var" diyerek, ülkenin stratejik gıda kaynaklarını koruyamamasının büyük bir tehdit olduğunu belirtti. Özellikle dünya genelinde yapay gıdaların gündeme gelmesiyle birlikte, Türkiye'nin önümüzdeki 15-20 yıl içinde ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya kalabileceğini vurguladı.
Atalay, su kaynakları konusunda geçmişte yaptığı uyarıları hatırlatarak, suyun ve gıdanın stratejik öneme sahip olduğunu söyledi. "Su yoksa para da yok, hayat da yok" diyerek, gıdanın stratejik bir kaynak olduğuna dikkat çekti.
“İŞÇİLER BASKI ALTINDA KALIYOR”
Türkiye'de işçilerin sendikalara üye olmasının ve örgütlenmesinin çeşitli engellerle karşılaştığını belirten Atalay, işverenlerin işçileri işten çıkarma tehdidiyle baskı altında tuttuğunu ifade etti. Atalay, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’de işçilerin örgütlenme hakkı sürekli engelleniyor. Patronlar işçileri işten çıkarma tehdidiyle baskı altında tutuyor. Bu sorun dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak. Siyasi partilerin, işçilerin haklarını savunmaları gerektiğini sürekli dile getiriyoruz. Ancak mecliste işçi kökenli vekillerin olmaması büyük bir eksikliktir. Bugün sendikalar olarak, hiçbir siyasi partinin temsilcisi değiliz. Kim doğruyu yapıyorsa, bunu savunmak, yanlışı gördüğümüzde de dile getirmek bizim görevimizdir. Örgütlenmeden korkmayan, adil olan işverenler var, ancak onların sayısı ne yazık ki az. Bizler işçilerin haklarını savunmaya, grev ve mitinglerle bu mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız. Bu meselelerde çözüm odaklı adımlar atmak zorundayız. Eğer mecliste yoksanız, hiçbir yerde yoksunuz. İşçilerin sorunlarını çözmenin yolu, mecliste temsil edilmekten ve örgütlenmekten geçiyor.”