Son dönemde yurtdışından yaptığı açıklamalarla gündem yaratan Sedat Peker, bu sefer İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun akrabası Sadık Soylu hakkında ciddi iddialarda bulundu. Bu iddialar, kamuoyunda geniş yankı buldu ve çeşitli olaylar ortaya çıkarmıştı. Peki, Süleyman Soylu'nun amca oğlu Sadık Soylu kimdir?

Sadık Soylu kimdir?

Sadık Soylu’nun kariyeri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile iç içe geçmiş bir seyir izliyor. Erdoğan Bayraktar’ın Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu dönemde, Sadık Soylu'nun danışman olarak görev yaptığı biliniyor. Ayrıca, Murat Kurum'un bir yıl öncesine kadar danışmanı olan Soylu'nun, 19 yıldır Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Emlak Konut’ta kadrolu olduğu ortaya çıktı.

Sedat Peker’in iddialarına yanıt veren Sadık Soylu, adının bu tür iddialarla gündeme getirilmesinin arkasında farklı niyetler olduğunu belirtti. Soylu, “Bakanlara vurmak için beni yem yaptılar” diyerek, adının kasıtlı olarak öne çıkarıldığını ifade etti.

Sadık Soylu, Erdoğan Bayraktar’ın TOKİ Başkanlığı döneminde ve Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu süreçte danışman olarak görev yaptı. Bayraktar’ın bakan olmasıyla birlikte, Emlak Konut’taki kadrosu devam ederken bakanlıkta danışmanlık yaptı. Murat Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürü olduğu dönemde de Soylu’nun görevi sürdü. Kurum’un bakanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte, Soylu’nun bakanlıkta danışman olarak görevi devam etti.

Hürriyet köşe yazarı Nedim Şener, 15 Temmuz darbesinden sonra iktidara yakınlığıyla bilinen bir isim olarak, son yazısında Ankara Emniyet Müdürlüğü'ndeki olayları ele aldı. Yazısında, Ayhan Bora Kaplan davasıyla ilgili Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ve yardımcısı Şevket Demircan'ın görevden uzaklaştırılmasını yorumladı.

Şener, yazısında şu ifadelere yer verdi: "17/25 Aralık 2013 FETÖ'nün hükümeti devirmeye yönelik emniyet ve yargı darbe kumpası'nın bir benzerinin Ankara Emniyet Müdürlüğü'ndeki Nurcu-Okuyucu diye bilinen bir grup tarafından tezgâhlandığı ortaya çıkarıldı."

Soruşturma Hükümete Darbe Olarak Değerlendiriliyor

Şener'in aktardığı bilgilere göre, soruşturma hükümete darbe anlamına gelen "Anayasal düzene karşı işlenmiş suçlar" kapsamında yürütülüyor.

Gizli Tanık M7'nin İfşaatları

Gizli tanık olarak "M7" kod adıyla ifade veren Serdar Sertçelik, Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan'ın gizli tanık olarak ifadesine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, eski Adalet Bakanları Bekir Bozdağ ve Abdülhamit Gül, AK Parti Milletvekili Mücahit Aslan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ve Sadık Soylu'nun isimlerini eklemesini istediğini ve durumdan da "yukarısının" haberi olduğunu açıklamıştı. Bu iddiaları destekleyen ses kayıtları da yayınlanmıştı.

Kumpasın Boyutları ve Hedefleri

Polis müdürü Şevket Demircan, gizli tanık olarak ifade verme konusunda Serdar Sertçelik'i ikna etmek için "Bize 'Temiz Eller Operasyonu'nu sizin ellerinizle başlattığınız haberini verdiler. Oradan pay biç sen" diyerek kumpasın ne kadar büyük olduğunu işaret etmiş ve MHP'ye de ifadesinde yer vermesini isteyerek "MHP ile ilgili de patlat, geç" demişti.

Bu ifadeler, emniyet ekibinin kendi aralarında "Temiz Eller Operasyonu" adını verdikleri kumpasla Cumhur İttifakı ortakları AK Parti ve MHP'yi hedef aldıklarını ortaya koyuyor.

Nedim Şener'in Yorumu

Nedim Şener, yazısında bu olayların Türkiye'deki siyasi kutuplaşmayı ve gerilimi daha da derinleştirebileceğini savunuyor. Ayrıca, bu tür kumpasların hukukun üstünlüğü ve demokrasinin temel ilkelerine aykırı olduğunu vurguluyor.