Ünlü oyuncu Şinasi Yurtsever’in mide kanseri nedeniyle hayatını kaybettiği haberi sevenlerine büyük bir şok etkisi yarattı.
51 yaşında hayata veda eden Yurtsever, bugüne kadar “Kardeş Payı” dizisinde Büyük Hilmi, “Geniş Aile” dizisinde Paçacı, “İşler Güçler” dizisinde Hakkı, “Yabancı Damat” dizisinde Hamit, “Düğün Dernek” filminde ise Yılmaz karakteriyle büyük beğeni toplamıştı.
ZAFER ALGÖZ ÖNCE PAYLAŞTI SONRA SİLDİ
Şinasi Yurtsever’in ölüm haberini ilk duyuran isimlerden biri yakın dostu Zafer Algöz oldu.
Ancak Algöz, yaptığı paylaşımı kısa süre sonra sildi. Konuyla ilgili açıklama yaparak “Bana anne ve babasına henüz haber verilmediği, sosyal medyadan öğrenmesini istemediklerini söylediler. Bunun üzerine hemen paylaşımı sildim ama kısa sürede yayılmış” ifadelerini kullandı.
Ünlü oyuncunun ölümü sanat dünyasında büyük bir boşluk yarattı. Meslektaşları, yakın dostları ve sanat camiasının ünlü isimleri sosyal medyada peş peşe başsağlığı mesajları paylaştı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Şinasi Yurtsever’in ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileyen bir mesaj yayımladı.
Erdoğan mesajında “Değerli oyuncu Şinasi Yurtsever'in vefatından büyük bir üzüntü duydum. Milletimizin ilgiyle takip ettiği oyuncumuza Allah'tan rahmet niyaz ediyor, ailesine, sevenlerine, çalışma arkadaşlarına ve tüm sanat camiamıza başsağlığı dileklerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
“İYİLEŞMEZ DENİLEN BİR HASTA İYİLEŞEBİLİYOR”
Yurtsever’in yıllar önce verdiği bir röportajda söylediği sözler ölümünden sonra yeniden gündeme geldi.
2024 yılında “Hücreler” adlı tiyatro oyununun tanıtımı sırasında Engin Günaydın ve Cengiz Bozkurt ile HaberTürk ekranlarında bir röportaj yapan Yurtsever, sağlıkla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bazen tıbbın bile mucize dediği durumlar olabiliyor. Sağlık sektöründe; "iyileşmez" denilen bir hasta iyileşebiliyor. Bu, içerideki çözülemeyen o mücadele, tıbbın bile çözemediği o mücadeleyi, bir metafor olarak ele alırsak, aslında hayatımızda da unutmamamız gereken bir şey. Bizim içimizde trilyonlarca hücre, bir şeyler için mücadele edip çok ölümcül bir hastalıkla bile baş edebiliyorsa, sen dışarıda ne yaşarsan yaşa, oradaki mücadeleyi gör ve o sana bir örnek teşkil etsin. Sen de o mücadelenin bir benzerini kendi hayatında uygula... "Umutsuzluğa kapılma" dediğimiz hikâye aslında biraz da bu... Dolayısıyla Engin, seyircilerin salondan pozitif ve umut veren bir duyguyla çıkmasını istediği için yazdı. Oyunumuzun finalinde de zaten bu, seyircilere bir şekilde aktarılıyor. Bu anlamda oyunun güzel de bir sözü var. Tabii ki de aklı tercih et ama duygularınla da hareket et ve kendine olan inancını ve güvenini kaybetme. Çünkü içerideki bu mücadele ve savaş dışarıda da devam etmeli, senin beyninde ve senin duygularında da devam etmeli.”
