Asel bebek bulundu mu? Selde kaybolan Asel bebek nerede bulundu? Asel bebeğin sağlık durumu nedir? Asel bebek öldü mü? Asel bebek nerede? gibi aramalar yapılıyor. Detayları haberimizde... AFAD, Jandarma, Polis ve UMKE ekipleri bölgede su kanalı ve çevresini kapsayan geniş alanda arama çalışmalarını hızlandırdı. Ekipler 3 aylık bebeği bulmak için füzyonu tarıyor. 3 Ağustos Pazar akşamı Kireçlik'te meydana gelen sel felaketinde 1 kişi hayatını kaybederken, 14 kişi de kurtarıldı.
SELDE KAYBOLAN ASEL BEBEK BULUNDU MU, DURUM NE?
Güzelyurt ilçesinde yaylalarını ziyaret ettikten sonra şehir merkezine dönme kararı aldıklarını anlatan Hayriye Balcan, şöyle konuştu:
Güzelyurt'tan annemin yanından dönüyorduk. Yağmur çok şiddetliydi. Kaza yapmak istemedik, arabada çocuğumuz vardı. Benzin istasyonunda duralım, yağmurun dinmesini bekleyelim, sonra yolumuza devam edelim dedik. Zaten her şey benzin istasyonunda 5 dakika durduktan sonra başladı. Bir anda sular değişmeye başladı. Suyun geldiğini göremiyorduk, yağmur çok şiddetliydi, aşırı rüzgar vardı. Sis gibi bir şey indi. Arabadan çıkış açıkça görülemiyor. Her iki durumda da onun adına devam edemedik. Sular değişmeyince arabaya su dolmaya başladı. Telefonu anında teslim aldım. Üvey babama bakıyor: “Baba biz seçeriz, yakalanırız. 'Bana yardım edin' dedim. "Geliyoruz" dedi. "Bizi kurtaramazsınız. Bizi tek başınıza kurtaramayacağınızı herkese bildirin, dedim ona. 5-6 araçla benzin istasyonuna geldi ve beklemeye başladı. Çünkü yolda ilerlemek imkansızdır.
Kayaya çarpmanın ardından araç içindeki bebekle birlikte araçlarının suya atıldığını ve sürüklendiklerini yazan Balcan, şöyle konuştu: “Sular yavaş yavaş yükseldi. Bir şekilde bir kaya, işe yarayan bir şey geldi, eriyen çözünmenin içeriği dağıldı. O çarpma sesiyle kapı açıldı. Çocukla birlikte suya atladık. Eşim arkamdan “Hayriye” diye bağırdı. Duydum ama artık suyun içindeydik. Takla atıyoruz, çocuk kollarımda. Çocuklarla iyi sürüklendim. Daha sonra o kişi geçti. Daha sonra su beni dereye attı” dedi.
Dakikalarca kendisini kaplayan akıntıdan kurtulmak için çabalayan Balcan, şöyle konuştu: "Akıntıya kapılmamak için direndim, sonra hayatımı kaybettim, yoruldum. Artık hareket edemiyorum. Kendi ellerimi, gruplarımdakilerin ellerini, “Ben burada öleceğim, hepimiz öleceğiz” diyen sözleri-tanıklıkları getirdim. Bir şekilde, Allah'a şükür, çimenler, çöpler, etrafımı saran ağaç parçaları var. Durduğumda su beni kaldırdı. Daha sonra ağzım ve burnum açıldığında nefes almaya başladım; ama şu anda dereye giriyorum. Biliyorsunuz akıntı artıyor. Suya batıyorum ve çıkıyorum. Ağaçlara tutunmaya çalıştım. Çok uğraştım ama akıntı güçlü olduğu için tutunamadım. Sonra elinden kalın bir tahta parçası kaydı. Ona sarıldım. Dinlendim ve nefes aldım. Daha sonra gücümü toplamaya çalıştım. Bundan kurtulmaya çalışın; ama deredeki su o kadar yüksek ki kir, hangi tahta parçası olursa olsun, ayakta durmak istesem hepsi suya karışıyor. Daha sonra ağacın kökü suda ayağımın üzerine düştü. Oradan destek aldım ve ağaca tırmandım. Ağaç tarlada aşağıdadır. Yürüyemiyorum. Kalkıyorum. Biri sola düşüyor, biri sola düşüyor. Daha bir iki adım atmadan ayakkabılarımın tabanlarına çamur yapıştı ve ayakkabılar ağırlaştı. Ayakkabılarımı çıkarıp sahadan uyguladım" dedi.