Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker-İş), 5 Eylül Perşembe günü saat 09.30'da “Enflasyonda Atalet, Ücrette Sefalet, Vergide Adalet Arayışı” başlıklı bir sempozyum düzenledi. Sempozyuma, Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk-İş ve Şeker-İş yöneticileri, akademisyenler ve birçok davetli katılım sağladı.
Akademik düzeydeki katılımcılar arasında Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Başbuğ, Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Somuncu, Prof. Dr. Fetullah Akın, Prof. Dr. Selahattin Toğay ve SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kısa Vadeli Sigortalar Daire Başkanı Murat Özdamar yer aldı.
“GELİR VE VERGİLER ADALETSİZ”
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Türkiye’deki mevcut vergi sistemini ve çalışanların yaşadığı ekonomik sıkıntıları ele aldı. Gök, özellikle gelir ve vergi adaletsizliğine dikkat çekerek, ülkenin ekonomik krizi ve enflasyon dalgalanmalarının yoksul kesimi daha da yoksullaştırdığını, zenginlerin ise daha da zenginleştiğini belirtti. Bu adaletsizlik üzerine Gök, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Türkiye’de hemen hemen tüm yönetimlerin elinde adeta bir silah olan vergi sistemi bal arılarını yakalayan, ama eşek arılarının delik deşik ettiği bir sistem halini almış ve kontrolden çıkmıştır. Başka bir ifade ile mevcut vergi sisteminin ağırlık merkezini gelire göre vergilendirme yerine daha az kazanandan daha çok vergilemeyle zor geçinen kesime adeta bir cezalandırma söz konusudur. Türkiye’de son yıllarda yoksul daha yoksul hale gelirken zenginler daha zengin hale gelmiştir. Böyle bir vergi kompozisyonu varken reformdan bahsetmek mümkün değildir.”
“BU SİSTEM ADİL DEĞİL”
İsa Gök, özellikle ücretlilerin vergilendirilmesi konusunda büyük bir adaletsizlik olduğunu dile getirdi. 2024 yılı için belirlenen gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi olan 110 bin TL'nin, 2002 yılında asgari ücretin 17 katı iken, günümüzde bu oranın 5,5 kata kadar gerilediğini belirtti. Ayrıca, işçilerin daha yılın başlarında, Mart ayı itibarıyla ikinci vergi dilimine girdiklerini ve yılda yaklaşık bir buçuk aylık ücretlerini fazladan vergi olarak ödemek zorunda kaldıklarını ifade etti. Gök, bu durumu "Bu sistem adil değil" sözleriyle eleştirdi.
“EMEKLİLİK VE SGK SİSTEMİ YETERSİZ”
Gök’ün konuşmasında dikkat çeken bir diğer önemli nokta, emeklilik ve sosyal güvenlik sistemindeki yetersizlikler oldu. Gök, artan maliyetler ve düşen alım gücü nedeniyle, sosyal güvenlik uygulamaları ve ekonomik desteklerin dünya çapında önemli bir konu haline geldiğini vurguladı. Türkiye’deki emeklilerin ve dar gelirli vatandaşların enflasyon karşısında ezildiğini belirten Gök, sosyal güvenlik uygulamalarında adil düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi.
“TÜİK'İN SEPETİ DEĞİŞMELİ"
Enflasyon rakamlarına da değinen İsa Gök, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerinin toplumun gerçek hayat pahalılığıyla uyuşmadığını belirtti. Çarşı, pazar ve marketlerde halkın karşılaştığı gerçek enflasyonun çok daha yüksek olduğuna dikkat çekerek, "TÜİK’in enflasyon sepeti toplumu yanıltıyor, bu sistem bir an önce terk edilmelidir" dedi.
“ASGARİ ÜCRET SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM ÜCRETİ OLMALI”
Asgari ücret tartışmalarına da değinen Gök, asgari ücretin sadece bir rakam olarak değil, "sürdürülebilir yaşam ücreti" kavramıyla değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Asgari ücretin enflasyon verilerine hapsedilmesinin büyük bir eksiklik olduğunu vurgulayan Gök, sürdürülebilir yaşam ücreti kavramının, işçinin verimliliği, tecrübesi ve üretime katkısına göre şekillendirilmesi gerektiğini söyledi.
