Uzman Tozan, halk arasında “hayalet ağrı hastalığı” olarak adlandırılan fibromiyaljinin diyabet gibi ya da radyolojik görüntülemelerle belirlenebilen hastalıklar gibi net bir biyokimyasal tetkiki olmadığını ifade etti.
"HAYALET AĞRI HASTALIĞI"
Fibromiyalji, kaslarda ve kemiklerde yaygın ağrı, hassasiyet ve genel yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösteren bir hastalıktır. Halk arasında "hayalet ağrı hastalığı" olarak bilinen bu sendromun kesin biyokimyasal bir testi bulunmamaktadır. Algoloji Uzmanı Prof. Dr. Emine Nur Tozan, hastalığın tanısının, deneyimli hekimlerin hastanın hikayesi ve özgeçmişine dayanarak konulabileceğini belirtmiştir.
"TEMEL NEDENİ KAS- İSKELET ARASINDAKİ DENGENİN BOZULMASI"
Fibromiyalji, 1990 yılında tanımlanmış olup, vücutta simetrik ağrılar, sabahları tutukluk ve yorgunluk gibi yakınmalarla seyreder. Bu hastalık, kronik baş ağrısı, depresyon, anksiyete, huzursuz bacak sendromu ve uykusuzluk gibi ek semptomlarla birlikte olabilir. Prof. Dr. Tozan, hastalığın temel nedeninin, fiziksel ve psikolojik travmaların sinir sistemi ile kas-iskelet sistemi arasındaki dengeyi bozması olduğunu vurgulamıştır.
"FİBROMİYALJİ TANISINI DESTEKLEYEN ÜÇ BELİRTİ"
Fibromiyalji tanısı, vücutta yaygın ağrı ve 18 hassas noktanın aşırı hassasiyeti ile doğrulanır. Tanının konulabilmesi için diğer hastalıklarla ayırt edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle kan testleri ve ilgili anatomik bölgelerin görüntüleme tetkikleri istenebilir. Prof. Dr. Tozan, fibromiyalji tanısını destekleyen belirtilerin üç tanesinin birlikte görülmesinin teşhisi güçlendirdiğini belirtti. Ayrıca, hastalar sabahları sertlik, çene ağrısı, baş ağrısı ve sindirim sorunları gibi birçok semptomdan şikayet edebilirler.
"KADINLARDA DAHA YAYGIN"
Fibromiyalji, genellikle 20-40 yaş arasındaki kadınlarda daha sık görülür ve masa başı çalışanlarda yaygındır. Titiz, mükemmeliyetçi ve obsesif kişilik özellikleri taşıyan bireyler de bu hastalığa daha yatkındır. Tedavi süreci, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Medikal tedaviye ek olarak, yürüyüş, pilates, yoga gibi fiziksel aktiviteler ve sağlıklı beslenme önerilmektedir. Ayrıca, ağrıyı hafifletmeye yönelik enjeksiyon ve radyofrekans gibi girişimsel tedavi yöntemleri de kullanılabilir.
Prof. Dr. Tozan, fibromiyaljinin tedavisinin sabır ve zaman gerektirdiğini, her hastanın tedavi planının kişiye özel hazırlanması gerektiğini vurgulamıştır. Son yapılan araştırmalar, kasların oksijen alımı ve kullanma fizyolojilerinin bozulduğunu ortaya koymuştur, bu nedenle tedavi sürecinin ilk aşaması hareket ve egzersiz olmalıdır.