Nisan ayları arasında parlak sarı çiçekleriyle doğaseverleri selamlamaya hazırlanan Başkent Ankara’ya özgü endemik bir tür olan bu çiğdem, yalnızca Türkiye’de değil Avrupa’da da bahçeleri süslüyor. Soğuk kış aylarında toprağın altında gizlenerek hayatta kalan Crocus ancyrensis, karların erimesiyle birlikte güneşin ilk ışıklarına doğru uzanıyor. Bu özelliğiyle Ankara çiğdemi, adeta baharın gelişini müjdeleyen bir sembol olarak doğada yerini alıyor.
'BAHARIN MÜJDELEYİCİ SEMBOLÜ' OLARAK BİLİNİYOR
Kayalık, çamlık ve çalılık alanlarda yetişen bu özel çiçek, 1000-1600 metre rakımlarda kendine yaşam alanı buluyor. Çiçeklerin parlak sarı yaprakları, kötü havalarda ve geceleri kapanarak kendini korurken, etrafa yayılan nektarı ile böcekleri ve kelebekleri çekerek tozlaşmayı sağlıyor. Çiğdemin soğan kısmı ise Anadolu’da hem çiğ hem pişirilerek tüketilebilen nişasta ve şeker açısından zengin bir besin kaynağı olarak kullanılıyor.
Tarih boyunca hem Latince hem Eski Türkçe’de “safran” anlamıyla çeşitli dillerde yer alan Crocus, parlak sarı rengiyle Romalılar döneminde boya kaynağı olarak kullanıldı. Günümüzde ise Haçlı Seferleri’nden sonra yeniden Avrupa’ya yayıldığı biliniyor.
Son gözlemler, Ankara’nın Eymir Gölü çevresinde Crocus ancyrensis’in kıştan çıkıp tomurcuklanmaya başladığını gösteriyor. Her baharda toprağın derinlerinden yeniden yükselerek yaşama dair güçlü bir simge haline gelen bu nadide tür, Ankara florasının en özel parçalarından biri olarak tüm dikkatleri üzerine topluyor.