Ahilik Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hatice Oruç, Ankara'nın köklü tarihi ve ahilik kültürü üzerindeki etkisine dikkat çekti. Oruç, "Ankara, hem bir ahilik şehri hem de vakıf geleneği ile gelişmiş bir şehirdir" dedi.
"AHİLİKTE AMAÇ İYİ İNSAN YETİŞTİRMEK"
Ahiliğin, dini, ahlaki ve ekonomik unsurları bir araya getiren bir yapı olduğunu vurgulayan Oruç, bu sistemin insan ilişkilerinin dünya ve ahiret mutluluğuna olan etkisinin önemine de değindi.
Prof. Dr. Oruç, ahilikte insan, eşya ve tabiat arasındaki ilişkilerin düzenlendiğini belirtti. "Fütüvvetnamelerde, hayatın her aşamasına yönelik değerler ve düsturlar yer almaktadır. Dürüstlük, cömertlik ve sadakat gibi erdemler öne çıkmaktadır. Ahilik teşkilatının temel amacı, iyi insan yetiştirmek ve bu medeniyet anlayışını gelecek nesillere aktarmaktır" dedi.
Ahilik felsefesinin, bireylerin sosyal sorumlulukları ile toplumsal ilişkilerini dengelemeyi hedeflediğini ifade etti.
AHİLİK VE VAKIF KÜLTÜRÜ ARASINDAKİ BAĞ
Ahilik ve vakıf kültürü arasında güçlü bir bağ olduğunun altını çizen Oruç, ahilik kadın ve erkeklerinin Anadolu’nun sosyo-ekonomik ve kültürel hayatına önemli katkılarda bulunduğunu vurguladı. "Ahi erkekler ve kadınlar, vakıf geleneğini yaşatmakla kalmadı, aynı zamanda Anadolu’nun kültürel zenginliğine de büyük katkılarda bulundu" şeklinde konuştu.
Vakıf müessesesinin ahilik sistemi ile bağlantılı en önemli belgeler arasında fütüvvetnameler, şerie sicilleri ve vakfiye belgelerinin yer aldığına dikkat çekti.
"ANKARA BİR VAKIF ŞEHRİDİR"
Prof. Dr. Oruç, Ankara'nın jeopolitik konumunun tarih boyunca önemini koruduğunu ve 11. yüzyılda Selçuklu hakimiyetine girmesiyle birlikte sosyal, ekonomik ve kültürel gelişiminin hızlandığını belirtti. "Ankara, Osmanlı döneminde de bir vakıf medeniyetidir" diyerek, vakıfların şehirlerin kuruluşundaki rolüne dikkat çekti.
Ankara’nın, Selçuklu şehzadeleri ve beylerinin mücadelelerine tanıklık ettiğini ve bu durumun şehrin sosyo-ekonomik yapısını derinden etkilediğini ifade etti.
"ANKARA MERKEZDE 191 VAKFİYE MEVCUT"
Günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivlerinde 79 vakfın kaydı bulunduğu ve Ankara merkezde 191 vakfiye mevcut olduğu belirtildi.
Oruç, "Ankara’nın zengin vakıf kültürü ve ahilik geleneği, sadece geçmişle sınırlı kalmamalı; bu değerlerin gelecek nesillere aktarılması için daha fazla çaba gösterilmelidir" dedi.
Ayrıca, bu geleneklerin, sosyal dayanışma ve yardımlaşma açısından da büyük öneme sahip olduğunu vurguladı.
"SOSYAL ADALET VE DAYANIŞMA GÜÇLENECEKTİR"
Prof. Dr. Oruç, ahilik ve vakıf kültürünün, modern toplumda da yaşatılması gerektiğinin altını çizdi. "Toplumun her kesimi, ahilik değerlerini benimsemeli ve bu değerleri hayatlarında uygulamalıdır. Bu sayede, sosyal adalet ve dayanışma anlayışı güçlenecektir" ifadelerini kullandı.
Ahilik geleneğinin, sadece bir meslek teşkilatı değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi olduğunu ve bireylerin karakter gelişiminde önemli bir rol oynadığını sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Oruç, son olarak, Ankara'nın tarihi ve kültürel zenginliklerinin korunması için yapılması gereken çalışmalara dikkat çekti ve bu konudaki farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı.