Ankara'nın Polatlı ilçesi yakınlarında yolcu otobüsünde şoförün uyuduğu iddia edilmesi sonucunda feci bir kaza meydana geldi. Ağrı'dan İzmir'e gitmekte olan 04 AAV 951 plakalı yolcu otobüsünün sabah saatlerinde 04.58 sularında Olukpınar köyü yakınlarında köprü ayağına çarpması sonucunda korkunç bir kaza yaşandı. 

Ankara Valisi Vasip Şahin'in ilk açıklamalarında 9 kişinin yaşamını yitirmesinin öğrenilmesinden ardından ne yazık ki hastaneye kaldırılan yaralılardan 2 kişinin daha acı haberi vatandaşları sarstı. Kazada, 11 kişinin yaşamını yitirdiği öğrenilirken 24 kişinin de tedavilerine çevre hastanelerde devam edildiği öğrenildi.

Vasip Şahin'in kaza hakkındaki ilk açıklamalarında şoförün uyuduğunu ifade etmesi 'acaba sağlık sorunu mu vardı? yoksa uzun yollarda gerekli önlemler ve kontroller yapılmıyor mu sorusunu akıllara getirdi. Uzun yol şoförlerinin  adeta sinsi bir şekildeki korkusu halinde olan 'uyku apnesi' hastalığını detaylıca araştırdık. 

Şoförlerin,şehirlerarası uzun yollarda uyuyakalması adeta kazaya davetiye çıkarıyor. Ansızın sürüş anında bastıran uyku, birçok sürücüye zor anlar yaşatabiliyor. 

Türkiye’de ilk kez düzenlenen 'İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı' başkentte başladı Türkiye’de ilk kez düzenlenen 'İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı' başkentte başladı

UYKU APNESİNE DİKKAT

Uzun yollarda kazalarda yol açan ve ani kalp kirizine neden olan uyku apnesi, özellikle uzun yol şoförleri için son derece önem taşıyor. Ülkemizde önde gelen ölüm nedenleri arasında olan trafik kazalarının, en önemli nedenlerinden birisi de başta OUAS olmak üzere uyku bozukluklarıdır.

OUAS'nın, eğer tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açabileceğini ifade eden uzmanlar, çok sayıda kişinin canının emanet edildiği uzun yol şoförlerinin mutlaka ama mutlaka uyku apnesi testinden geçirilmesi gerektiğini vurguluyorlar. 

Son yıllarda yapılan araştırmalar, trafik kazalarının arkasındaki gizli tehlikeye dikkat çekiyor: uyku apnesi. Yapılan yeni çalışmalar, trafik kazalarının %1-16’sının sürücülerin uyuyakalması veya uykulu olmalarından kaynaklandığını ortaya koyuyor. Özellikle Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OUAS) gibi uyku sırasında solunum bozuklukları yaşayan bireylerde, trafik kazası riski ciddi oranda artıyor. 

Uyku apnesi gibi hastalıkların trafik kazaları üzerindeki etkisi ise düşündüğünüzden çok daha büyük. Vancouver Coastal Health Research Institute ve British Columbia Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmaya göre uyku apnesi olan bireylerin ciddi yaralanma ile sonuçlanan kazalara karışma riski 3 ila 5 kat daha fazla.

Bu risk, ağır uyku apnesi vakalarında 6,59 katına kadar çıkıyor. Hatta hafif uyku apnesi olan kişilerde bile ciddi kazaların görülme sıklığı artıyor.

Trafik kazalarının önlenmesinde kritik bir faktör olan gündüz aşırı uyku hali, çeşitli testlerle ölçülmeye çalışılıyor. Stanfort ve Epworth uykululuk skalaları, bireylerin gündüz uykululuğunu değerlendiren subjektif testler arasında yer alıyor. Buna ek olarak, objektif ölçümler sunan MSLT (Multipl Sleep Latency Test: Uykuya Dalma Testi), MWT (Maintenance Wakefulness Test: Uyanıklığın Korunması Testi) ve pupilometri de bu konuda kullanılan yöntemler arasında bulunuyor.

Ancak, yapılan araştırmalar bu testlerin trafik kazası riskini belirlemede yetersiz kaldığını ortaya koyuyor.

Uzmanlar, sürücülerdeki uykululuk durumunun daha kapsamlı ve güvenilir yöntemlerle izlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Çünkü, yetersiz kalan bu testler, yollarda potansiyel bir tehlikenin habercisi olabilir. 

Kazada, hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar dileriz. 

Muhabir: TUĞBA AKKESEN