Ankara'nın Polatlı ilçesine bağlı Çimenceğiz Mahallesi'nde, 30 Ağustos tarihinde sanık, elindeki dirgenle iki yavru köpeği öldürmüştü. Olay sonrası tepkilerin artmasıyla birlikte sanık gözaltına alınarak "bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme" suçundan tutuklandı ve Sincan Ceza İnfaz Kurumu'na gönderildi. Polatlı 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ikinci duruşmaya sanık, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmaya taraf avukatları da hazır bulundu. Sanık hakkında Sincan Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nden gelen rapor, cezai ehliyetinin tam olduğunu gösterdi. Mahkeme, sanığın rapora itiraz etmesine rağmen mevcut raporun hüküm kurmaya elverişli olduğunu belirterek itirazı reddetti.
"KEŞKE YAPMASAYDIM"
Savcının Mütalaası ve Sanığın Pişmanlığı Cumhuriyet Savcısı, sanığın olay tarihinde dirgenle iki köpeği öldürdüğünü ve ifadesinde bu durumu kabul ettiğini belirterek, sanığın Hayvanları Koruma Kanunu'nun 28/A-2 ve 28/A-6 ile Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53'üncü maddeleri uyarınca cezalandırılmasını talep etti. Tutuklu geçirdiği süreyi de göz önünde bulundurarak sanığın tahliye edilmesini istedi. Sanık, "Yaşanan olaylardan dolayı pişmanım, keşke yaşanmasaydı, üzgünüm. Beraatimi talep ederim" ifadelerini kullandı.
SERBEST BIRAKILDI
Sanık avukatları ise müvekkillerinin akıl sağlığının yerinde olmadığını savunarak beraat talep ettiler. Mahkeme Kararı Mahkeme heyeti, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreyi dikkate alarak tahliyesine karar verdi. Mahkemenin gerekçeli kararı şöyle:
"Sanığın sabıkasına esas ilamlarından anlaşılan suça eğilimli kişiliği, suçu işlediğinden samimi pişmanlık duyduğuna ve bir daha suç işlemeyeceğine yönelik mahkememizde olumlu kanaat oluşmaması, suçun işlenmesindeki özellikler ile cezanın sanığın geleceği üzerinde etkili olması hususunda oluşan kanaat gözetilerek sanık hakkında TCK 62 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın cezasından başkaca yasal veya takdiri artırım ve/veya indirim uygulanmasına yer olmadığına, sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verildiği anlaşıldığından ve sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkememiz nezdinde olumlu bir vicdani kanaatin hasıl olmaması nedeniyle bu doğrultuda şartları oluşmadığından CMK'nın 231/5 maddesi uyarınca sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına, sanığa hükmolunan hürriyeti bağlayıcı ceza miktarına göre yasal koşulları oluşmadığından sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkememiz nezdinde olumlu bir vicdani kanaatin hasıl olmaması ve suçun işlenmesindeki diğer özellikler nazara alınarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinde yer alan erteleme hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verildi. Anayasa Mahkemesi'nin 8 Ekim 2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre, sanık hakkında TCK 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına, sanığın savunmasının alınmış olduğu ve dosyanın tekemmül etmiş olduğu bu aşamada tüm delillerin toplanmış olduğu, karartılacak herhangi bir delilin bulunmadığı, tutuklulukta geçen süre nazara alındığında tutukluluktan beklenilen menfaatin sağlanmış olduğu, sanığın kaçma şüphesinin bulunmaması ve sabit ikametgah sahibi olması dikkate alındığında sanığın daha fazla tutuklu kalmasının AİHS aykırılık göstereceği anlaşılmakla bihakkın tahliyesine karar verilmiştir."