Türbe, 2010 yılında kapsamlı bir restorasyondan geçerek korunmaya alınmıştır. Polatlı ilçesine 60 km mesafedeki türbe, Ankara-Polatlı yolu üzerinde, Hacı Tuğrul Höyüğü’ne 4 km mesafede bulunuyor.
TARİH BOYUNCA ÖNEMLİ BİR YERLEŞİM ALANI
Hacı Tuğrul Türbesi'nin yer aldığı bu bölge, arkeolojik kazılarla da zengin bir hale geldi. 1972 yılında Burhan Tezcan tarafından başlatılan kazılar sırasında, çevredeki höyük ve yerleşim kalıntıları, türbenin bulunduğu alanın tarihsel ve kültürel açıdan önemli bir yer olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca türbenin yakın çevresinde Bizans dönemine ait yerleşim izlerine rastlanmış ve bu durum, bölgenin tarih boyunca önemli bir yerleşim alanı olduğunu göstermektedir.
GEÇİŞ DÖNEMİ ÖZELLİĞİ TAŞIYOR
Hacı Tuğrul Türbesi'nin mimari özellikleri, Orta Anadolu'daki yapılarla klasik Osmanlı yapıları arasında bir geçiş dönemi özelliği taşır. Yapının kare planlı kaidesi, sekizgen kasnağı ve yüksek pramidal külâhı, Beylikler dönemi mimarisinin karakteristik özelliklerini yansıtıyor.
Türbenin iç kısmında yer alan kubbe, genişliğinden daha fazla yüksekliğiyle dikkat çeker ve bu oran, dönemin diğer benzer yapılarıyla karşılaştırıldığında özgün bir tasarım anlayışını ortaya koyar. Ankara Ahi Şerafettin Türbesi, Sivrihisar Alemşah Türbesi ve Sivas’taki Güdük Minare gibi yapılarla benzer mimari özellikler gösteren Hacı Tuğrul Türbesi, bu dönemin önemli örneklerinden biridir.
BEÖLGENİN DİNİ MERKEZİ VE KONAKLAMA NOKTASI
Hacı Tuğrul Türbesi'nin dikkat çeken diğer bir özelliği, dışa taşkın mermer kapı girişidir. Türbeye girilen kapı, beyaz mermerden yapılmış olup, sonradan Bursa tipi olarak adlandırılmıştır. Kapının iki yanındaki süslemeler ve kapı üzerindeki Arapça sülüs hatla yazılmış kitabe, türbenin tarihine dair önemli bilgiler sunmaktadır.
Kitabeye göre, türbe Hicri 793 (Miladi 1390) yılında, Ahi mensuplarından Hacı Tuğrul adına inşa edilmiştir. Hacı Tuğrul'un Orta Anadolu'daki Ahi topluluğunun tanınmış bir ismi olduğu ve türbenin de bu kişinin anısına yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, türbenin çevresinde yer alan mescit, zaviye ve mezarlıklar, bölgenin bir dini merkez ve konaklama noktası olduğunu gösteriyor.
Hacı Tuğrul Türbesi'nin bulunduğu yer, aynı zamanda Orta Anadolu'nun eski yol güzergâhlarından birinin üzerinde yer alıyor. Bu eski yol, Temelli ve Kıranharmanı gibi bölgelerdeki diğer türbelerle bağlantılıdır.
Bu durum, türbenin bir menzil mahalli, yani yolcuların dinlenebileceği bir konaklama noktası olarak da kullanıldığını gösteriyor. Bölgede yapılan araştırmalar, bu tür yapılar ve mezarlıkların, geçmişte bölge halkı için önemli bir dini ve kültürel merkezi oluşturduğunu ortaya koymaktadır.
TARİHİ BİR MİRAS OLARAK DEĞERİNİ KORUYOR
Hacı Tuğrul Türbesi, Orta Anadolu’nun tarihi, kültürel ve dini geçmişini yansıtan nadir bir yapıdır. Mimari özellikleri, kullanılan malzemeler ve türbenin çevresindeki yerleşim kalıntıları, bölgenin tarihi boyunca önemli bir yerleşim ve dini merkez olduğuna işaret etmektedir.
Türbe, Orta Anadolu ve Osmanlı mimarisinin geçiş dönemi özelliklerini taşıyan önemli bir yapı olarak, günümüze kadar korunarak tarihi bir miras olarak değerini korumaktadır.