Ankara’nın Polatlı ilçesi Sarıoba Köyü’nde Ankara Çayı üzerine yapılması planlanan hidroelektrik santral (HES) projesi, çiftçiler ve köylüler tarafından protesto edildi. Tarımı Geliştirme, Eğitim ve Sosyal Dayanışma Vakfı (TARGEV) Ankara temsilcisi Lokman Işık ve Polatlı temsilcisi Aykut Güney öncülüğünde 15 Şubat’ta düzenlenen protestoda, HES’in bölgedeki sulu tarıma ve geçim kaynaklarına zarar vereceği vurgulandı. 

Polatlı’da Çiftçilerden Hes Projesine Protesto  (2)

TÜMKÖYSEN Ankara temsilcisi Lokman Işık ve Polatlı Temsilcisi Aykut Güney’in çağrısı üzerine harekete geçen TARGEV Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu Sözcüsü Ziraat Mühendisi Ayfer Ulusoy’un organizasyonuyla gerçekleştirilen protestoya; Polatlı Belediye Başkan Yardımcısı Bilal Haşim Avcı, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Türkiye Ziraatçiler Derneği Ankara Şubesi Başkanı Ali Fuat Güler, Ankara Zootekni Derneği Başkanı Kemal Akman, CHP Polatlı İlçe Başkanı Melih Çınar, çiftçiler ve köylüler katıldı.

Sarıoba Köyü Muhtarlığı önünde toplanan kalabalık, ellerinde pankartlarla tepkilerini dile getirdi. Burada konuşma yapan Ayfer Ulusoy, çiftçilerin haklarını savunmak ve tarımsal üretimi sürdürülebilir kılmak için mücadele ettiklerini belirterek, projeye karşı duracaklarını ifade etti. 

Polatlı’da Çiftçilerden Hes Projesine Protesto  (1)

“GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN KAYIPLARA YOL AÇABİLİR” 

HES projelerinin, özellikle suyu yoğun şekilde kullanan tarım ürünlerinin üretiminde ciddi verim kayıplarına yol açacağını belirten Ulusoy, ”Polatlı'da suya bağımlı tarım ürünlerinin üretiminde azalma, çiftçilerin gelir kayıpları ve gıda güvenliği tehditleri gündeme gelecektir. Bölgemizdeki su kaynaklarının giderek kısıtlandığı, iklim değişikliğinin etkilerinin arttığı ve sulama imkânlarının daha da daraldığı bir dönemde, bu HES projelerinin tarım sektörüne vereceği zararlar çok daha belirgin hale gelecektir. Sulama için hayati öneme sahip olan su kaynaklarının kısıtlanması hem yerel ekonomi hem de tarımsal üretim açısından geri dönüşü olmayan kayıplara yol açabilir” ifadelerine yer verdi.  

HES projelerinin etkilerini en aza indirebilmek adına, devlet kurumları, yerel yönetimler ve tarım paydaşları ile işbirliği içerisinde olunması gerektiğini belirten Ulusoy, sulama altyapısının güçlendirilmesi, su tasarrufu sağlayan teknolojilerin yaygınlaştırılması ve çiftçilere yönelik eğitim ve desteklerin artırılması büyük önem taşıdığını da sözlerine ekledi. 

Polatlı’da Çiftçilerden Hes Projesine Protesto  (4)

SADECE ANKARA DEĞİL, ESKİŞEHİR’DE ETKİLENECEK 

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise burada yaptığı konuşmada, HES projesinin sadece çiftçileri değil, Ankara'dan Eskişehir'e kadar uzanan geniş bir havzayı olumsuz etkileyeceğini belirtti. Bölgedeki tüm köylerin, köylülerin ve muhtarların bu projeye karşı ortak bir duruş sergilemesi gerektiğini vurgulayan Suiçmez, "Projenin belirli noktalarında bazı köylerin farklı görüşler öne sürmesi, sonuç olarak hepimizi ve ülkemizi olumsuz etkileyecektir” dedi. 

Suiçmez, Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerine de atıfta bulunarak, “Atatürk’ün dediği gibi, ‘Üreten çiftçi, milletin efendisidir.’ Çiftçilerimizin üretime devam edebilmesi için bizler de tam destek vereceğiz” ifadelerine yer verdi. 

Polatlı’da Çiftçilerden Hes Projesine Protesto  (6)

“SU TİCARİ BİR MAL DEĞİLDİR” 

Türkiye Ziraatçiler Derneği Ankara Şubesi Başkanı Ali Fuat Güler ise Türkiye’de kapsamlı bir su ve çevre yasasının bulunmadığını ve bu yüzden su yönetiminde ciddi çelişkiler yaşandığını belirtti. Güler, “Su, yaşamın temel kaynağıdır ve ticari bir mal gibi alınıp satılamaz. Ankara Çayı’nın suyu, sanayi ve evsel atıklarla kirlendiği için tarımsal sulamada büyük sorunlar yaşanıyor. Mevcut kaynakları daha verimli kullanmak yerine, suyu tamamen HES projelerine yönlendirmek çiftçilerin geleceğini riske atmaktır” diye konuştu. 

Ankara 19 Şubat hava durumu Ankara 19 Şubat hava durumu

“ANKA PARK PROJESİNE AYRILAN BÜTÇEYE, SU ARITMA TESİSİ KURULABİLİRDİ” 

Çiftçilere ve köylülere çağrıda bulunan Güler, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: 

“Ankara Çayı, şehrin doğusundan doğarak Çubuk Çayı, Hatip Çayı ve İncesu Deresi ile birleşip Sakarya Nehri’ne dökülmektedir. Şehir içinden geçerken yoğun sanayi ve evsel atıklarla kirlenen bu su, kendini yenileyemediğinden oldukça kötü bir duruma gelmiştir. Bu kirlilik sadece Ankara ile sınırlı kalmamakta, Sakarya Nehri üzerinden İstanbul'daki Ömerli Barajı'na kadar ulaşmaktadır. Halbuki, 801 milyon dolar harcanarak yapılan ve kullanılmayan Anka Park projesine ayrılan bütçeyle modern bir arıtma tesisi kurulabilirdi. Bu sayede, Ankara temiz bir su kaynağına kavuşur, çiftçilerimiz sağlıklı suyla tarlalarını sulayabilir ve hatta su sporları için yeni alanlar oluşturulabilirdi.  

Bugüne kadar 731 HES projesine onay verildi ve derelerimiz, ormanlarımız tahrip edildi. Son 15 yılda Türkiye genelinde 386 bin maden ruhsatı verilerek doğamız yok edilme noktasına getirildi. Erzincan'daki maden faciası ve Kaz Dağları'nda yaşanan doğa katliamları bunun en somut örnekleridir. HES projeleri, baraj gölü yüzey alanının genişlemesine ve artan buharlaşmayla birlikte iklim değişikliklerine yol açmaktadır. Polatlı’da kuru soğan, mısır, ayçiçeği, çerezlik kabak, sebze türleri, şeker pancarı, arpa ve buğday üretimi gibi tarımsal faaliyetleri, HES projelerinin doğaya vereceği zararlar nedeniyle olumsuz etkilenecektir. Bizler, çiftçilerimizin ve doğamızın yanında olmaya devam edeceğiz.” 

Polatlı'da Budanan Ağaç Dalları Ekonomiye Kazandırılıyor-1

TARIMSAL ÜRETİM OLMADAN HAYVANCILIK OLMAZ 

Ankara Zootekni Derneği Başkanı Kemal Akman, suyun kontrolsüz kullanımının tarım, hayvancılık ve bitkisel üretime zarar verdiğini ifade etti. Akman konuya ilişkin şunları söyledi: 

“Su, potansiyel enerjisini elektrik enerjisine dönüştürerek önemli bir kaynak olarak kullanılıyor. Ancak bu tür projeler, tarımsal üretime doğrudan etki ediyor. Su kaynaklarının ticarileştirilmesi ve kontrolsüz kullanımı, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere bitkisel üretime de ciddi zararlar veriyor. Tarımsal üretim olmadan hayvancılığın sürdürülebilmesi mümkün değil. 

Bu köyde büyük miktarda mısır üretimi yapılıyor ve mısır, hayvancılıkta yem olarak kullanılan temel ürünlerden biri. Dolayısıyla su kaynaklarının yanlış yönetimi, sadece çiftçileri değil, hayvancılıkla uğraşanları ve dolaylı olarak gıda sektörünü de olumsuz etkiliyor. Umarız bu yanlış uygulamalardan vazgeçilir.” 

Polatlı’da Çiftçilerden Hes Projesine Protesto  (3)

“POLATLIDA MÜCADALEMİZ SÜRECEK” 

Protestoda konuşan CHP Polatlı İlçe Başkanı Melih Çınar ise HES projelerinin doğaya büyük zarar verdiğini belirterek, “Bu projeler doğrudan belirli şirketleri zenginleştirme projeleridir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, sadece Polatlı’da değil, Türkiye’nin dört bir yanında bu rant projelerine karşı duruyoruz” diye konuştu. 

Karadeniz Bölgesi’nde hayata geçirilen HES projelerinin doğaya verdiği zararlara dikkat çeken Çınar, Polatlı’nın da benzer bir tehditle karşı karşıya olduğunu belirtti. Çınar, açıklamalarına şu ifadelerin tamamına yer verdi:

"Bu dayanışmaya katkı sağlayan, buraya gelen, şehrimizin dışından buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Dayanışmamızı büyüttüğünüz için, bizlere destek olduğunuz için, Sarıoba halkına ve bütün Polatlı halkına vermiş olduğunuz destekler için tekrar teşekkür ediyorum.

Evet arkadaşlar, şimdi siyasiler bu işin içine girince toplum biraz bu işlerden korkmaya, çekilmeye başlıyor. Ama burada topraklarımızdan yapılan bir işgaldir arkadaşlar, önce bunu söyleyeyim. Bir de yaratık tesisi… HES projesi, verimli tarım arazilerinde kurulan, yerli şirketleri zenginleştirme projeleri tamamen ülkemizin topraklarını işgal etme projesidir. Ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu işgale her zaman karşıyız. Sadece Polatlı için değil, bütün Türkiye için karşıyız. Türkiye’de yapılan HES’ler, Karadeniz’de biliyorsunuz, bütün doğayı katletti. Burada toplum olarak yeterli tepkiyi veremedikçe daha çok üstümüze gelmeye başladılar.

Geçen günlerde, yaklaşık üç-dört ay önce, belki çoğunuz biliyor, belki bir kısmınız bilmiyor; Şahmetli Köyü’nde özel bir firma için yüzlerce dönüm verimli tarım arazimiz, iki kişinin ağzından çıkan sözle bir gecede kamulaştırılıyor. Özel şirkete, bizim paralarımızla kamulaştırılıp uzun süreli devrediliyor arkadaşlar. Bu işgal değil de nedir?

Şimdi, Polatlı’daki siyasi partiler için çok fazla konuşmak istemiyorum ama kendisini milliyetçi olarak nitelendiren arkadaşlarımız nerede, arkadaşlar? Size de bunu sormak istiyorum. Sizlerden de bunu sorgulamanızı istiyorum. Yani, "eşli çete" diye tabir ettiğimiz firmalar Polatlı’mızın bütün topraklarını işgal ederken, arkadaşların neden sesi çıkmıyor?

Şimdi soruyorum arkadaşlar. Bu, ziraatı ilgilendiren bir konu. Ankara’dan birçok ziraatçi arkadaşımız, birçok STK’mız desteğe geldi. Peki, Polatlı Ziraat Odası nerede arkadaşlar? Soruyorum sizlere. Diğer siyasi parti ilçe başkanları nerede?

Geçenlerde bir ilçe başkanı sanırım talihsiz bir açıklama yapmış: "Yapan firma Amerikalı değil, Türk." diye. Bu Türk firması olunca ne olacak arkadaşlar? Türk firması olunca bu işi yasallaştırıyor mu?

Burada işin teknik aşamasını tüm arkadaşlarımız açıkladı. Ben sadece kısaca bu konuyla ilgili bir şey söylemek istiyorum. "Suyu kesmeyeceğiz, su devamlı olarak verilecek. Elektrik üretimi zaten suyun akışıyla sağlanacak." deniliyor. Ama bu su azaldığında, ürünlerimizin en çok ihtiyaç duyduğu temmuz, ağustos aylarında, size iki ay su vermediklerinde ne yapacaksınız arkadaşlar? O ürünler tarlada kaldığında ne yapacaksınız?

Lütfen bu dayanışmayı daha da büyütelim. Burada sizler ses çıkardıkça kimse bir şey yapamaz, arkadaşlar. Biz her zaman sizin yanınızdayız. Sonuna kadar bu işin takipçisi ve destekçisiyiz arkadaşlar.

Buraya makineler geldiği anda biz buraya kamp kuracağız, arkadaşlar. Buradan ayrılmayacağız. Bu işi burada yaptırmayacağız. Aynı duyarlılığı Avdanlı Köyü’nde yapılması düşünülen nükleer atık tesisinde de göstereceğiz. Hepinizi oraya da davet edeceğim zaten.

Arkadaşlar, bu topraklarımızı yabancı firmalara lütfen peşkeş çekmeyelim. Duyarlı olalım, dayanışmayı büyütelim. Bir olalım, birlik olalım. Sadece Polatlı için değil, bütün Türkiye için bu rant projelerine karşı çıkalım."

Polatlı’da Çiftçilerden Hes Projesine Protesto  (5)

ÇİFTÇİLERDEN TEPKİ: “BU TOPRAKLAR GEÇİM KAYNAĞIMIZ” 

Oğuzlar Mahallesi’nden bir çiftçi ise, “Biz karnımızı doyurmak için burada mücadele ediyoruz. Eğer bu projelere karşı birlik olmazsak, elimizde hiçbir şey kalmayacak. Hepimiz ekmeğimize sahip çıkmalıyız” diye konuştu. 

Muhtarlar Federasyonu Başkanı Muammer Göksal ise HES projelerinin çiftçilere uzun vadede su verilmeyeceği anlamına geldiğini belirterek, “Biz tarımla geçiniyoruz. Eğer suyumuzu elimizden alırlarsa, tarım da biter. Elektrik için değil, sulama için baraj yapılmalı” dedi. 

Polatlılı çiftçi Bülent Toplu da projeye karşı güçlü bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu projeler hayata geçmeden sesimizi duyurmalıyız. Tarım Polatlı’nın en önemli geçim kaynağıdır. Eğer tarım biterse, köyler de boşalır, insanlar şehirlere göç eder. Toprağımıza sahip çıkmak zorundayız” açıklamalarında bulundu. 

Sarof Mahalle Muhtarı İsa Göktürk, “Binlerce üretici arazimiz heba olmasın. Devletimize çok büyük katkımız var. Burada her türlü mahsul yetişiyor” dedi. 

Polatlı-25

"ATALARIMIZIN MİRASINI KİMSEYE HEBA ETTİRMEYİZ” 

Beypazarı Uluç Mahallesi Muhtarı Murat Uz ise, Beypazarı’nda benzer bir projenin başlatıldığını ve Beypazarı’nda da büyük mücadeleler verdiklerini açıkladı. Muhtar Uz, şu ifadelere yer verdi: 

“Bizde de bir maden projesi vardı maalesef başladı. Hala da devam ediyor. 2022 yılında Çevre Şehircilik Bakanlığı hiçbir muhtarın, hiçbir belediyenin haberi olmadan bu kararı verdi. Biz dava açtık, iptal ettirdik. Şimdi çevre sürecinde ve 2022 yılından beri mücadele ediyoruz. 

Ama ben şunu görüyorum, mücadele etmezsek, birlik olmazsak bu toprakları bir şekilde elimizden alacaklar. Birlik olmamız lazım. Bu ülkenin "Tarım milli güvenlik meselesi” diyorlar ama sahada farklı, televizyonda farklı konuşuyorlar. HES projesi olursa burada sulu tarım bitecek. Bizim orada olduğu gibi siz de burada tarımı bırakacaksınız. Biz bu topraklarda doğduk. Bu topraklarda büyüdük. Atalarımızın mirasını kimseye heba ettirmeyiz, ettirmeyeceğiz de. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.” 

Muhabir: SEMA TÜRKEL