Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye'de anayasaya dayalı fikir ve basın özgürlüğü hakkında konuştu. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi ile Birleşmiş Milletler'in kişisel ve siyasal haklar sözleşmesine atıfta bulunarak, ifade özgürlüğünün insan haklarının temel bir unsuru olduğunu belirtti. Türenç, "Düşünceyi açıklama özgürlüğü ve basın özgürlüğü, toplumların sağlıklı işleyişi için gereklidir. Eğer bu özgürlük yoksa, insanlığın da yok olduğunun farkında olmalıyız" dedi.
"GERÇEĞİN AÇIĞA ÇIKMASI GAZETECİLERİN TEMEL GÖREVİDİR"
Son dönemde Türkiye’deki siyasi atmosferin, özellikle başkanlık seçimlerinin ardından ifade özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlandığını gösterdiğini ifade eden Türeç, "Bu süreçte birçok gazeteci ve basın mensubu, düşüncelerini ifade etme ve haber yapma konusunda büyük engellerle karşı karşıya kalmıştır" dedi.
Narin olayını örnek gösteren Türeç, bu tür olayların kamuoyuna duyurulmasının önemini vurgulayarak, "Gerçeğin açığa çıkması bizim temel görevimizdir. Eğer gazeteciler gerçeği halka ulaştıramazlarsa, ifade özgürlüğüne sığınarak gerçeklerin üzerine gidemezlerse, benzer olaylarla daha çok karşılaşacağız" şeklinde konuştu.
"İKTİDAR KENDİ MEDYASINI YARATIYOR"
Türeç, gazetecilik mesleğinin kutsal olduğunu ve bu dönemde dayanışmanın daha da önemli hale geldiğini belirtti. "Gazeteciliğin yapılmadığı bir dönemde, tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmalıyız. Her haber, belirli egoları yükseltebilir; bu yüzden gazetecilerin bir araya gelerek güçlü bir dayanışma oluşturmaları gerekiyor" dedi. Kendi 45 yıllık gazetecilik tecrübesine de atıfta bulunarak, hala haber yapma tutkusunu koruduğunu dile getirdi.
İktidarın kendi medyasını yaratma çabalarını eleştiren Türeç, "Bu tür girişimler, toplumda bir monolog oluşturarak çeşitliliği ve gerçeği engelliyor. Önemli olan, büyük bir çatı altında birleşmek ve mücadelemizi ayrışmadan sürdürmektir" ifadelerini kullandı.
"BAĞIMSIZ BİR BASIN ANLAYIŞI YARATMAK"
Türeç, Türkiye’de 10 bini aşan gazetecinin işsiz kalma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, bu durumu değiştirmek için yasaların uygulanması ve baskı, yıldırma gibi engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etti. "Baskıların altında yaşadığımız sansür ve oto sansür, boğazımızı sıkıyor. Bu durumdan kurtulmak için mesleki dayanışma ve iş birliği şart" dedi.
Son olarak, Türkiye’de gazeteciliğin ayrışmaması ve gerçeklerle buluşmanın önemini vurgulayan Türeç, "Gerçekler ancak dayanışma içinde savunulabilir. Bizim amacımız, özgür ve bağımsız bir basın anlayışını yaşatmak ve bu yolda mücadele etmektir" diyerek konuşmasını tamamladı.