Türkiye’nin dört bir yanından gelen özel sektör öğretmenleri, 26 Mayıs 2024 tarihinden bu yana Ankara Meclis Parkı’nda nöbet tutarak haklarını arıyor. Öğretmen Sendikası tarafından organize edilen eylem, özel sektör öğretmenlerinin ekonomik ve özlük haklarının yeniden düzenlenmesi talepleri üzerine başlatıldı.
Şubat 2024’te Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile görüşerek taban maaş kanunu hakkında söz aldıklarını ifade eden Öğretmen Sendikası üyeleri, Nisan ayında Bakan Tekin’in bir televizyon programında taban maaş konusunun gündemde olmadığını ve bakanlığın bu konuda yetkisi olmadığını açıklaması üzerine harekete geçtiklerini belirttiler. Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğretmenler, 26 Mayıs’ta Milli Eğitim Bakanlığı önünde yürüyüş gerçekleştirdi. Polis engeliyle karşılaşan eğitimciler, o günden sonra Meclis Parkı’nda nöbet tutmaya başladı.
Sendikanın Ankara İl Temsilcisi Mahmut Yıldırım, öğretmenlerin taleplerini ve eylemin gerekçelerini, polatlipostasi.com’a açıkladı.
Öğretmen Sendikası Ankara İl Temsilcisi Mahmut Yıldırım, en önemli taleplerinin taban maaş hakkının yeniden tanınması olduğunu belirtti. 2014 yılına kadar kanunlarda yer alan taban maaş hakkının, patronların isteğiyle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kaldırıldığını ifade eden Yıldırım, öğretmenlerin asgari ücret ile hatta daha da düşük maaşlarla çalıştığını vurguladı. Yıldırım, öğretmenleri koruyan bir taban maaş kanununun yeniden getirilmesini istediklerini belirtti. Öğretmenlerin taleplerinin yalnızca ekonomik haklarla sınırlı olmadığının altını çizen Yıldırım, özlük haklarının da güvence altına alınmasını talep ettiklerini söyledi.
“ÖĞRETMENLER İSTİFAYA ZORLANIYOR”
Kamu sektöründe çalışan meslektaşları ile aynı işi yaptıkları halde, yarı ücretle çalıştıklarını dile getiren Yıldırım, kamudaki öğretmenlerle eşit ücret almak istediklerini belirtti. Özel sektör öğretmenlerinin belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştığını ve bu durumun güvencesizliğe yol açtığını söyleyen Yıldırım;
“Bizler belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışıyoruz. Talebimiz, bu belirli sürelerdede iş sözleşmelerinin son bulması ve güvenceli bir şekilde yıllarca kurumlarımızla çalışmak. Çünkü her yıl nisan, mayıs aylarında patronlar bizimle sözleşme yeniliyor. Sözleşme yenilemek istemezlerse, bizimle çalışmak istemezlerse ya da biz onların teklif ettiği düşük maaşları kabul etmezsek, bize kapıyı gösteriyorlar. Öğretmen arkadaşlarımız istifaya zorlanıyor ve işimizden oluyoruz. Bunların da son bulmasını, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Kurumlar üzerinde ciddi bir denetleme sağlamasını ve bu usulsüzlüklerin de son bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“DİRENİŞİMİZİ ÜLKENİN HER YERİNDE SÜRDÜRECEĞİZ”
Yıldırım, 26 Mayıs'ta başlattıkları nöbet eylemine, öğretmenlik meslek kanunu meclise sunulana kadar devam edeceklerini ifade etti.
“Bu eylem öğretmenlik meslek kanunu mecliste sunulana kadar devam edecek. Tabii ki, bu meclise sunulan öğretmenlik meslek kanunu içerisinde Özel Sektör Öğretmenleri var mı? taban maaş var mı? özlük haklarımız var mı? bunlarada bakacağız. Eğer bu kanun içerisinde bizlerin hakları yoksa, biz direnişimizi burada veya ülkenin her yerinde sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
“EĞİTİM MEMLEKET MESELESİ”
Eğitimin önemli bir konu olduğunu ve patronların insafına bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, eğitimin memleket meselesi olduğunu söyledi. "Yusuf Tekin ya da Milli Eğitim Bakanlığı yıllardır eğitimi özelleştirmek piyasalaştırmak ve bir avuç patronu mutlu etmek için çeşitli politikalar güdüyor" diyen Yıldırım, öğretmenler olarak artık sabırlarının kalmadığını ve taban maaş mücadelesini, her alanda sürdürmekte kararlı olduklarını ifade etti.
VEKİLLERDEN ÖĞRETMENLERE DESTEK
Özel sektör öğretmenlerinin maaş ve çalışma koşullarına yönelik eylemine, Saadet Partisi milletvekillerinden destek geldi. Meclis parkında düzenlenen eyleme katılan Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç ve Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, öğretmenlerin haklı mücadelesine destek verdiklerini belirterek, polatlıpostası.com'a özel açıklamalarda bulundular.
Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, öğretmen maaşlarının yirmi bin veya yirmi beş bin lira olması gerektiğini savunmadığını, aksine çok daha yüksek maaşlar verilmesi gerektiğini belirterek şu açıklamada bulundu;
“Ben, öğretmenlerin maaşı yirmi bin olsun, yirmi beş bin olsun demiyorum. Tam tersi, çok daha yüksek maaşların verilmesini arzu ederim. Sadece öğretmenlerin değil diğer sektörlerde çalışan tüm çalışanların maaşlarının açlık sınırının üstünde değil, yoksulluk sınırının yakınlarında rakamlar olmasını arzu ediyorum. O da elli altmış bin lira gibi rakamı ifade eder. Bu şartlarda belki insanlar birazcık daha mutlu olabilirler” ifadelerini kullandı.
"ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN DURUMU KABUL EDİLEMEZ"
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan ise, Türkiye'deki ücretli öğretmenlerin durumuna dikkat çekti. Çalışkan, 8,5 yıl ilahiyat fakültelerinde öğretim üyeliği yaptığını belirterek "Ücretli öğretmenler konusu, Türkiye'nin içinde bulunduğu en fahiş durumların net göstergelerinden birisidir" diyerek şu açıklamalarda bulundu;
"Ücretli öğretmenler konusu, Türkiye'nin içinde bulunduğu en fahiş durumların net göstergelerinden birisidir. Bir ülkenin geleceğini emanet ettiğiniz çocuklarımızı teslim ettiğiniz öğretmenlerin, asgari ücretin çok çok altında, ilkel şartlarda ve sosyal güvencesiz bir şekilde hayatlarını sürdürebilmeleri asla kabul edilemez. Maalesef bugün özellikle eğitime düşman olan diploma karşıtlarının bu noktadaki duruşu ortada. Bir eğitimci olarak hocalarımızın bu haklı mücadelesini sonuna kadar destekliyoruz. Sadece asgari ücret bile kabul edilebilecek bir rakam değil" dedi.
Çalışkan, Türkiye'nin eğitim sorunlarının pek çok yanlışın içinde yer aldığını ve eğitimin belki de en başta gelen sorunlardan biri olduğunu vurgulayarak, Türkiye'deki üniversitelere ve işsizlik konusuna değindi. Çalışkan;
"Ülkenin her noktasına üniversite ve eğitim fakülteleri, fen edebiyat fakülteleri açanlar, adeta işsizliği beş yıl daha ötelemenin bir çözümü olarak bu durumu ortaya koymuştur. Bugün ülkemizin eğitim sorunu ve YÖK'ün durumu bütünüyle değiştirilmek zorundadır" dedi.
