Günümüzde çoğunlukla makinelerle hızlıca hazırlansa da, Türk kahvesinin en lezzetli ve köpüklü hali, geleneksel yöntemlerle, ateşte ağır ağır pişirilmesiyle elde ediliyor. Osmanlı döneminde de bu yöntemin tercih edildiği, kahvenin kısık ateşte sabırla pişirilmesinin lezzeti artırdığı belirtiliyor. Ancak, lezzeti belirleyen tek faktör pişirme süresi değil.
Osmanlı saray mutfağında, kahvenin lezzeti ve köpüklü olması için dikkat edilen bir diğer önemli unsur, kahveye eklenen suyun niteliğiymiş. Kahve pişirilirken kullanılan suyun mutlaka soğuk ve içme suyu olması gerektiği vurgulanıyor. Bu, kahvenin hem tadını hem de kıvamını etkileyen önemli bir püf noktası olarak öne çıkıyor.
Ayrıca kahveyi cezvede pişirirken ısınana kadar bolca karıştırmak, pişme esnasında telvenin topaklanmasını önleyerek kahvenin bol köpüklü olmasını sağlıyormuş. Bu yöntemin kahvenin üzerindeki köpüğün dengeli bir şekilde dağılmasına yardımcı olduğu biliniyor.
Eğer siz de Osmanlı saray mutfağının bu geleneksel yöntemlerini izleyerek Türk kahvesi pişirirseniz, hem lezzetine doyulmayan hem de bol köpüklü bir kahve elde edebilirsiniz. Cezvede, kısık ateşte yavaş yavaş pişen Türk kahvesi, keyifli sohbetlerin vazgeçilmezi olmaya devam edecek.