Osman Kaya'dan Devrim Niteliğinde Proje “Aile Diyetisyeninden Psikoloğa.. (1)

Kamu Birliği Konfederasyonu ve Genç Sağlık Sendikası Genel Başkanı Osman Kaya, Polatlı Postası İnternet Haber Sitesi'ne verdiği özel röportajda, Türkiye'nin sağlık sistemi için devrim niteliğinde bir proje sundu. Kaya, özellikle Aile Sağlığı Merkezlerinin yer aldığı birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Bu adımın, sağlık birimlerinde yaşanan yığılmaları azaltacağı, sağlık sektöründe istihdamı artıracağı ve en önemlisi, vatandaşlara daha kapsamlı bir sağlık hizmeti sunulmasını sağlayacağına dikkat çekti. Osman Kaya, bu projenin aile ve toplum sağlığını çok daha güçlü bir konuma taşıyacağını vurguladı. 2017 yılından bu yana her platformda bu projeyi önerdiklerini belirten Kaya, projenin, sağlık hizmetlerinde köklü bir dönüşümü hedeflediğini ifade etti. 

BİRİNCİ BASAMAKTA KAPSAMLI HİZMET: AİLE DİYETİSYENİ, PSİKOLOĞU, ÇOCUK GELIŞİMCİSİ VE DAHA FAZLASI 

Proje kapsamında, birinci basamak sağlık hizmetlerinde aile diyetisyeni, aile psikoloğu, aile fizyoterapisti, aile çocuk gelişimcisi, aile diş hekimi, aile dil ve konuşma terapisti gibi uzmanların yer alması planlanıyor. Bu uzmanlar, bireylerin sağlık sorunlarını erken aşamada tespit ederek müdahale edebilecekler. Böylece, sağlık sorunları henüz başlangıç aşamasında birinci basamak sağlık kuruluşlarında takip edilecek ve gerektiğinde ikinci veya üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına sevk işlemleri gerçekleştirilecek. 

PROJEYLE BERABER NELER DEĞİŞECEK? 

Birinci basamak sağlık hizmetinin güçlendirilmesi projesinin hayata geçirilmesiyle nelerin değişeceğini açıklayan Kaya, şu ifadelere yer verdi: 

“2017 yılından bu yana önerimiz şu: Aile diyetisyeni, aile psikoloğu, aile çocuk gelişimcisi, aile fizyoterapisti, aile dil ve konuşma terapisti, aile diş hekimi gibi uygulamaları hayata geçirirsek, birinci basamak sağlık hizmetlerinde büyük bir rahatlama sağlayabiliriz. Şu anda devlet hastanesinde bir diyetisyene gitmek için önce dahiliye doktoruna başvurmak gerekiyor. Dahiliye doktoru, kan değerlerinizi kontrol ediyor ve uygun gördüğünde sizi diyetisyene sevk ediyor. Ancak bu süreç, genellikle kilo aldıktan sonra başvurulan bir yöntem.  

Bizim amacımız, bu durumu önleyici bir aşamaya taşımak ve kilo almadan önce sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yaygınlaştırılması için aile diyetisyenlerinin önemini vurgulamak. Zaten iki gün önce açıklanan Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de obezite oranı yüzde 17'ye ulaşmış durumda. Bu oran oldukça yüksek ve yirmi yıl önce yüzde 8 seviyelerindeydi. Şimdi ise yüzde 17-18 seviyelerine gelmiş durumda. Bağımsız araştırma şirketleri ise bu oranın yüzde 17 değil, yüzde 22 olduğunu iddia ediyor. Yani ülkemizde her beş kişiden biri obez ve bu sayı her geçen gün artmaya devam ediyor. Bu yüzden aile diyetisyenliği uygulamasının ne kadar önemli olduğunu her mecrada anlatmaya çalışıyoruz.” 

Polatlı 1926 Spor Kulübü’nden Emniyet Müdürü Hüseyin Çam'a ziyaret Polatlı 1926 Spor Kulübü’nden Emniyet Müdürü Hüseyin Çam'a ziyaret

TOPLUM VE AİLE SAĞLIĞI NASIL KORUNACAK? 

Aile psikoloğu projesinin detaylarını paylaşan Kaya, şunları kaydetti: 

“Bir diğer önemli konu ise Aile Psikoloğu. Resmi rakamlara göre, Türkiye'de her üç evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. Boşanma oranları oldukça yüksek. Geçtiğimiz günlerde Eskişehir'de 18 yaşındaki bir genç, bir oyunda gördüğü sahneden etkilenerek eline bir bıçak aldı. Gözlük, maske ve kamera takarak, beş altı kişiyi bıçakladı. Bu tür olayların temelinde psikolojik sorunlar yatıyor. Çocuklar zamanında tedavi edilmediğinde, bu sorunlar bir noktada patlak veriyor ve maalesef toplumsal facialara yol açabiliyor. 

Ayrıca her gün kadına, çocuğa, hayvana yönelik şiddet haberlerini duyuyoruz. Tüm bunlar, psikolojik rahatsızlıkların bir sonucu. Aile psikoloğu uygulamasını yaygınlaştırabilirsek, küçük yaşta bir çocukta otizm belirtileri mi var, ya da bir davranış bozukluğu mu gözlemleniyor? Ya da çiftler arasında bir anlaşmazlık mı var? Bu tür sorunlar büyümeden çözülebilir.” 

AİLE ÇOCUK GELİŞİMCİSİ PROJESİ NELERİ KAZANDIRACAK? 

Aile Çocuk Gelişimcisi projesinin hem anne babalar için hem de çocukların gelişimi için oldukça önemli olduğunu ifade eden Kaya, projenin detaylarına şu şekilde değindi: 

“Aynı şekilde, Aile Çocuk Gelişimcisi uygulaması da son derece önemli. Yirmi yıl önce çocuklarımız iki üç yaşında toprakla, kumla, arkadaşlarıyla oyun oynarlardı. Ancak bugün, üç dört yaşındaki çocuklar apartman dairelerinde ellerinde tabletlerle, saatlerce kimseyle konuşmadan zaman geçiriyorlar. Bu yüzden aile çocuk gelişimcisi uygulaması, anne babaların daha bilinçli çocuklar yetiştirmelerine yardımcı olabilir.” 

DİL VE KONUŞMA TERAPİSTİ PROJESİ NEDEN ÖNEMLİ? 

Günümüz şartlarında özel hastanelerde dil ve konuşma terapisi almanın oldukça maliyetli olduğunu ifade eden Kaya, devlet hastanelerinde ise yeterli sayıda terapistin olmadığını açıkladı. Ekonomik şartlar sebebiyle kapsamlı terapi hizmeti alamayan kişilerin ve çocukların olduğunu belirten Kaya, projenin hayata geçirilmesiyle beraber bu sorunun ortadan kalkacağını şu şekilde anlattı: 

“Bilkent Şehir Hastanesi'nde sadece on dört dil ve konuşma terapisti bulunuyor. Özel sektörde bu hizmet oldukça pahalı olduğu için asgari ücretle çalışan biri ya da geliri olmayan bir birey, çocuğundaki dil ve konuşma problemini, yutkunma veya yeme problemini nasıl çözüme kavuşturabilir? Bu sorunlar çözüme kavuşturulmadığında, birçok yetenekli çocuğumuz kekemelik, konuşma bozukluğu veya küçük yaşlarda akran zorbalığı gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Kendini ifade edemeyen bu çocuklar, topluma küskün hale geliyor ve içine kapanıyorlar. Bu çocuklar, konuştuklarında alay edilme korkusuyla kendilerini ifade etmekten kaçınıyorlar. 

Eğer bu çocuklar devlet tarafından küçük yaşlardan itibaren düzenli aralıklarla, örneğin altı ayda bir gözlemlense ve konuşma gelişimleri takip edilseydi, eminim ki ilerleyen yaşlarda akran zorbalığına maruz kalmaz veya toplumdan geri çekilme durumları yaşamazlardı. Bu nedenle, aile çocuk gelişimcisi uygulamasının yaygınlaştırılması son derece önemli.” 

TOPLUMDA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞINDA İLERLEME KAYDEDİLECEK Mİ? 

Aile Diş Hekimi projesiyle beraber, toplumda ağız ve diş sağlığı alanında ilerleme kaydedileceğini belirten Kaya, şunları söyledi: 

“Aile diş hekimi uygulamasının getirilmesini talep ettik. Ne yazık ki, diş sağlığı eğitimi ülkemizde yeterince yaygınlaştırılmamış durumda ve birçok vatandaşımız, özellikle orta yaşa geldiğinde, dişlerinin büyük bir kısmını kaybedebiliyor, porselen dişler taktırmak zorunda kalabiliyor veya ömür boyu kalıcı olacak şekilde dişlerini çektiriyor. Toplumda diş fırçalama alışkanlığının küçük yaşlardan itibaren kazandırılması gerekiyor, ancak maalesef bu konuda hala yeterli ilerleme kaydedilebilmiş değil. Şu anda aile diş hekimi uygulaması birkaç ilde hayata geçirildi. Ben de diyorum ki, bu uygulamayı genişletelim ve büyütelim. Sağlıklı yaşam merkezi adı altında bu branşların tamamını istihdam edelim, zamanla sayılarını artırarak topluma yaygınlaştıralım.” 

BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETİ NASIL YAPILANACAK? 

İnsanların baş ağrısı veya bel ağrısı gibi basit şikayetlerle acil servislere başvurduğunu söyleyen Kaya, bu tür durumların önüne geçmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini nasıl yeniden yapılandıracaklarını şu ifadelerle açıkladı: 

“Bu tür uygulamalar sadece sağlık personelinin istihdamı açısından değil, aynı zamanda Türkiye genelinde sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak açısından da son derece önemli. Ülkemizde 922 tane ilçe bulunuyor ve öncelikle birinci basamak sağlık hizmetini güçlendirmemiz gerekiyor. Birinci basamak sağlık hizmeti, aile sağlık merkezlerini kapsarken, ikinci basamak devlet hastaneleri, üçüncü basamak ise üniversite ve eğitim araştırma hastaneleridir. Ancak, insanlar baş ağrısı veya bel ağrısı gibi şikayetlerle bile acil servislere başvuruyor. Bunun nedeni, birinci basamak sağlık hizmetlerinin yeterince güçlendirilmemiş olması, bu yüzden bu vakalar ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendiriliyor. Proje hayata geçirilmesi, birinci basamak sağlık hizmetlerini kolaylaştıracak, ikinci basamak olan devlet hastanelerinde gereksiz yığılmalar azalacak. Bugün dahiliye bölümünden aylar sonra randevu alabiliyorsak, bunun sebebi birinci basamak sağlık hizmetlerinin yeterince güçlendirilmemesidir. Bu önerimle ilgili tüm bakanlıklara yazılar yazıp gönderdim. Sağlık Bakanımıza da bu konuyu tekrar anlatmaya çalışacağım.” 

Muhabir: SEMA TÜRKEL