İstanbul'da yaşayan Aycan İmre, uzun yıllar manevi dedesi olarak bildiği Enver Türkmen’in öz babası olduğunu öğrendi. İmre, hukuki haklarını aramak için adli süreç başlatırken, Türkmen ailesi tarafından engellenmeye çalışıldığı iddia edildi.
DEDESİ, ÖZ BABASI OLDUĞUNU İDDİA ETTİ
Aycan İmre, küçük yaşlardan itibaren ailesinin yakın arkadaşı olan Enver Türkmen’i manevi bir dede olarak tanıyordu. 23 Haziran 2023 tarihinde vefat eden Enver Türkmen, son günlerinde hastalık yatağında Aycan İmre’ye, öz babası olduğunu itiraf etti. Vefatından önce, İmre’ye DNA testi için saç ve tırnaklarını verdi. Türkmen’in ölümünün ardından, özel bir hastanede yapılan DNA testinde İmre'nin, Enver Türkmen’in biyolojik çocuğu olduğu tespit edildi, ancak mahkeme bu sonuca itibar etmedi.
Aycan İmre, hukuki haklarını aramak amacıyla başvurduğu adli süreçte Türkmen ailesi tarafından engellendiğini öne sürdü. Avukatı Aslı Nur Çanakçı, "Aycan, manevi dedesi olarak bildiği kişinin aslında öz babası olduğunu üç yıl önce öğrendi. Başlangıçta şok olsa da annesinden teyit aldı. Ancak gerçek babası olarak bildiği kişi vefat etmişti. Hukuki süreçte, eğer babanız hayatta değilse ya da hayatta olsa bile öncelikle o kişinin nüfusundan düşmeniz gerekiyor" diyerek, davanın başlangıç aşamalarına değindi.
MEZARDA TAHRİBAT OLDUĞU İDDİA EDİLDİ
Enver Türkmen’in mezarının tahrip edilmesi, olayın farklı bir boyuta taşındı. 9 Mart 2023 tarihinde, Aycan İmre'nin avukatı tarafından yapılan açıklamada, mezarın altında büyük bir tahribatın olduğu ifade edildi. Çanakçı, mezarlıkta, bir kısmının hasar görürken, diğer kısmının olduğu gibi durduğunu belirtti. "Mezarda, tabutun ayakucunun açılmaya çalışıldığını gördük. Naaşın üzerine yerleştirilen patlamayı önleyici mermer bile yerinden çıkmıştı. Bu durum, mezarın açılma riski taşıyordu, bu yüzden suç duyurusunda bulunduk" dedi.
Avukat, İmre'nin henüz soy bağını kanıtlayamadığı için yasal mirasçı sayılmadığını, bu yüzden doğrudan babasının mezarına sahip çıkamadığını da ekledi. Ancak mezarlıkların kamu varlıkları olarak korunduğuna dikkat çekerek, mezar tahribiyle ilgili ayrı bir suç duyurusunda bulunulduğunu belirtti.
"MAL KAÇIRMA RİSKİ AÇISINDAN ENDİŞE VERİCİ BULUYORUZ"
Çanakçı, Enver Türkmen’in hayatta olan çocuklarının DNA örneklerinin alınabileceğini ve bu örneklerle Aycan İmre’nin soy bağı kurabileceğini söyledi. "Soy bağı kurulsa da, bu yalnızca bir başlangıç. Karşımızda bir vakıf var, ve bu vakfın içindeki kişiler, İmre ile Enver Türkmen arasındaki baba-kız ilişkisinin farkındaydılar." Ancak Aycan, bu gerçeği sonradan öğrendi. Bu durumu, mal kaçırma riski açısından endişe verici buluyoruz çünkü Enver Türkmen, tüm mal varlığını vakfa devretmiş durumda" dedi.
Aile içinde herkesin Enver Türkmen’in manevi baba olarak kabul edildiği, diğer müritlerine de aynı şekilde "Manevi babanım" gibi ifadeler kullandığı öğrenildi. İmre’nin de başlangıçta, annesinin resmi nikahla evli olduğu kişiyi öz babası zannederek, geçmişi sorgulama gereği duymadığı belirtiliyor.
Mahkemenin, özel hastanenin verdiği DNA test raporunu kabul etmemesi ise hukuki açıdan doğru bir karar olarak değerlendirilmiş. Avukat Çanakçı, "Mahkeme, yalnızca Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı rapora itibar ediyor. Çünkü Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı testlerde, tüm işlem süreçleri şeffaf ve denetimli bir şekilde ilerliyor. Bu sayede herhangi bir karışıklık ya da güvenlik sorunu yaşanmıyor" diyerek bu prosedürün nedenini açıkladı.