Ankara Meclisi Anadolu Birliği Genel Başkanı Gazeteci- Yazar Mehmet Akyol güncel siyasi oluşumları ele alan önemli bir değerlendirmede bulundu. “Politika” ifadesinden hoşlanmadığını ve siyaset sözcüğünü tercih ettiğini belirten Akyol, halkın beklentileri doğrultusunda bir merkez partisinin gerekliliğine vurgu yaptı.
Mehmet Akyol, “Birçok kişi kolayca parti kuruyor; fakat bu partilerin çoğu tabela partisi olmaktan öteye gidemiyor,” diyerek yeni kurulan partilerin kalıcı olamayacağına dair düşüncelerini paylaştı. Akyol, gerçekten halkın taleplerini yansıtan, sağlam temellere dayanan bir merkeze ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, merkez partisi oluşturmak isteyenlerin Anadolu insanını merkeze alması gerektiğini söyledi.
Akyol, “Edirne’den Kars’a kadar bir Anadolu hareketi başlatılmalı, genç ve tertemiz isimlerle yola çıkılmalı,” diyerek siyasi oluşumların bir tabela partisi yerine kalıcı ve iktidarı hedefleyen bir yapı olmasının önemine değindi.
İşte o çarpıcı yazı:
Hiç de hoşlanmadığım bir ifadedir “ Politika“ deyimi.
Ancak bu ifadeyi kullananlara saygısızlık yapmam...
Ben politika yerine “ siyaset “ demeyi tercih ederim.
Kamuoyunda da politika ifadesi pek hoş karşılanmamaya başlandı.
Bir eski sayın bakan arkadaşımız geçen hafta yaptığımız sohbet toplantısında “ Politikayı politikacılarla yapmayan kaybetmeye mahkumdur “ ifadesini kullanmıştı. Tabii o da politika-siyaset ekseninde siyaset denilmesini ister.
*
Böyle bir ifadeyi o’nun kullanmasına vesile olan son zamanlarda ardı arkası kesilmeyen partiler olmuştur şüphesiz. Çünkü sayın Bakanın daha sonraki değerlendirmelerinden bu anlamı çıkardım.
Ancak ben yılların ötesinden beri şöyle bir ifade kullanırım bu konuda: “ Siyaset nokta politikacılar ile yapılır “ dün böyle idi (biraz azalma olsa da ) yine böyledir.
*
Köylerde, mahallelerde, ilçelerde ve hatta semtlerde... Onlar bu işin duayenidirler.
*
Politika sahnesinde eskilerden sayılırım.. İlkokul son sınıf öğrencisiyken köyümüzün meydanına gelen bir partinin heyeti elime tutuşturdukları slogan dolu broşürü bana okutmuşlardı.
O günden itibaren hem o partiye sempati duymaya başladım, hem de o günden itibaren politika çayırında desteden başlayıp yağlı kispetle peşrev çekmeye heves ettim.
Birçok parti yöneticisinin, birçok bakanın, başbakanın, cumhurbaşkanının rahle-i tedrisatından geçtim.
Ve, ve politikada değil ancak siyaset sahnesinin müdavimleri- ünlüleri arasındaki yerimi muhafaza etmeye çalıştım.
BİR YIĞIN TABELA PARTİSİ KURULURKEN
Yukarıda izah etmeye çalıştım tekrar sayılmazsa… Parti kurma heveslileri üç-beş kuruş bulup bir de mekan kiralayınca parti kurma heveslerini yerine getiriyorlar. Onların ısrarlı davetlerine rağmen direnç gösterdim çünkü, biliyordum ve biliyorum ki onlar tabela partisi olarak çıktılar meydana, tabela partisi olarak da kalacaklardır.
*
Peki gerçek manada bir partiye ihtiyaç yok mu?..
Var tabii… Ancak bu parti halkın istediği istikamette olmalı. Yani bana göre mutlaka merkezde, DP, AP, DYP, ANAP düşüncesinde, Milliyetçi kanadın ve Sosyal Demokratların ılımlılarından da yararlanmak suretiyle “ Merkezde bir siyasi partiye ihtiyaç var. "
Bunun için en önemli unsur bir Halk Hareketinin vücut bulması lazım.
Bunun için, “ İstanbul başta olmak üzere Edirne’den Kars’a kadar bir Anadolu harekatı başlatılması lazım. “
*
Genel başkanın mutlaka geçmişinde siyaset kurgusu olmaması, bu manada yüzü kirlenmemesi, genç, hatta yakışıklı, iyi konuşan, ama en önemlisi de etrafını saf ve tertemiz, hatta yepyeni insanlarla teçhiz etmesi lazım.
* Benim bir sözüm vardır: “ Siyaset Para ile satın alınmaz “ diye. Mutlaka eski siyaset adamlarının tecrübelerinden yararlanmalı, onlara karşı saygıda kusur edilmemeli, hatta aralarından birkaç mihmandar seçilmeli, onların görüş ve düşüncelerinden her vesile ile yararlanılmalıdır. Ancak politika panayırında celepçilik- simsarcılık edenlerden uzak durmalı.
***
Tekraren ifade etmek isterim ki, merkezde bir partiye ihtiyaç var ancak, kervanı kurup yola revan olmadan önce bu hareketin kadrosunda çoğunlukla Anadolu delikanlılarının; genç dinamik beyinlerin ve Hakk için halka hizmet etme arzusunda olanların yer alması en önemli unsur olarak görülmelidir.
Tabii sıradan bir tabela partisi olma yerine, “ mutlaka iktidarı hedefleyen “ bir siyasi kuruluş olmalı.
Birinci hedef de okumak, çalışmak, üretmek ve verimliliği artırmak olmalı.
Mehmet Akyol