Ayaş’ın manevi önderlerinden birisi olan Hacı Bayram Veli'nin talebelerinden olan Bünyamin Ayaşi'nin türbesinin bulunduğu ve isminin verildiği Bünyamin Ayaşi Hazretleri Cami Ve Türbesi ziyaretçilerini karşılamaya devam ediyor.
Koruma altında olan tarihi miras Ayaş’ın tarihinin temel taşları arasında yer alıyor. Dervişimam, Bünyamin Sk. No:12, 06710 Ayaş/Ankara' da bulunan Camii, eşşiz çini ve sedef işlemeleriyle görenleri tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Tarihi kaynaklarda Hacı Bayram Veli'nin Halifelerinden olduğu ve Ayaş’ta doğduğu belirtilen Bünyamin Ayaşi'nin kendi adını taşıyan caminin bahçesinde türbesi bulunuyor.
Ziyaretçilerini tarihi ve manevi yolculuğa çıkarıyor
Bünyamin Ayaşi Hazretleri Cami ve Türbesi, sadece dini bir mekan olmanın ötesinde, Ayaş'ın tarihi dokusunu yansıtan koruma altındaki bir yapıdır. Ziyaretçilere manevi bir atmosfer sunmanın yanı sıra, tarihi ve dini birer miras olarak da büyük değer taşırlar. Cami ve türbenin bulunduğu bölgede ayrıca medrese, hamam gibi tarihi vakıflar da yer almaktadır.
Ayaş ilçesinin manevi önderlerinden Bünyamin Ayaşi'ye adanmış olan bu cami ve türbe, ziyaretçilerini tarihi ve manevi bir yolculuğa çıkarmaya devam ediyor. Ayaş'ın tarihi zenginliğini yansıtan bu mekan, ziyaretçilere hem manevi bir deneyim hem de tarihi bir atmosfer sunuyor.
Bünyamin Ayaşi kimdir?
Hayatının ilk dönemleri hakkında yeterli bilgi olmayan Bünyamin Ayaşi Ankara’ya bağlı Ayaş’ta doğdu. Kaynaklar Bünyamin Ayaşi'nin 16. yüzyıl müelliflerinden Mahmûd el-Kefevî onun Bayramiyye tarikatının Melâmiyye kolunun kurucusu Ömer Dede Sikkînî’nin halifesi olduğunu söylüyor. Yine aynı kaynaklarda Melâmîliğe mensup Sarı Abdullah Efendi ile torunu La‘lîzâde Abdülbâki Kefevî’ye dayanarak Bünyâmin’in Ömer Sikkînî’nin halifesi olduğunu tekrar ediliyor. Kefevî’ye dayanan Sarı Abdullah ve La‘lîzâde’nin eserleriyle bu silsileyi veren diğer eserlere göre Melâmiyye kolu Ömer Sikkînî’den sonra Bünyâmin Ayâşî vasıtasıyla yürütülmüştür. Ancak sonradan elde edilen bazı belgelerde Bünyâmin Ayâşî’nin Hacı Bayrâm-ı Velî’nin halifesi olduğu, dolayısıyla Melâmiyye’nin kurucusu olabileceği ihtimali ortaya çıkıyor. Nitekim Hacı Bayrâm-ı Velî soyundan gelen Sâdullah Efendi tarafından düzenlenmiş bir listede Bünyâmin Hacı Bayrâm-ı Velî’nin halifesi olarak gösterilmektedir. 1325 yılına ait Ankara Vilâyeti Salnâmesi’nde Ayaş kasabası anlatılırken Hacı Bayrâm-ı Velî’nin halifelerinden Şeyh Mustafa Bünyâmin’in kendi adıyla anılan caminin yakınlarında gömülü olduğu söylenmektedir. Fuat Bayramoğlu’nun Raif Yelkenci’de gördüğünü söylediği bir mecmuada bulunan bir kıtada Bünyâmin’in Hacı Bayrâm-ı Velî’den el aldığı anlatılmaktadır. Esad Muhlis Paşa’nın Bünyâmin Camii’nde asılı olan manzumesinde de aynı bilgi tekrar edilmektedir. Hacı Bayrâm-ı Velî’nin halifelerinden dördünün adı verilerek bunlardan sürmüş olan Bayramiyye kollarının gösterildiği bir silsilenâmede Pîr Ali Aksarâyî’nin şeyhi olan, ancak adı okunamayan bir Hacı Bayrâm-ı Velî halifesi daha gösterilmiştir. Bu kişinin Bünyâmin Ayâşî olduğu silsilenin devamından anlaşılmaktadır. Diğer bir belgede de Bünyâmin Hacı Bayrâm-ı Velî’nin halifesi olarak gösterilmiştir.
Ölüm tarihi tartışmalıdır
Bünyâmin Ayaşi’nin ölüm tarihi de tartışmalıdır. Kefevî onun Yavuz Selim’in saltanatının ilk yıllarında vefat ettiğini söyleyerek 918 tarihini, Müstakimzâde ise 916 yılını verir. Atâî ve ona dayanan Uzunçarşılı da Bünyâmin’in Ömer Sikkînî’nin halifesi olduğunu söyleyerek ölüm tarihini 926 olarak kaydetti.
Sarı Abdullah Efendi Bünyâmin’in ölüm tarihine temas etmeksizin onun, hakkındaki bazı suçlamalar yüzünden Kütahya Kalesi’ne hapsedildiğini, bu sıralarda Kanûnî tarafından kuşatılan Rodos’un bir türlü alınamadığını, Bünyâmin’in yakın dostu olan Kanûnî’nin çuhadarının sultana, “Hacı Bayram tarikinden Bünyâmin Ayâşî nice zamandır Kütahya’da hapistedir, Rodos’un fethine engel budur” dediğini, Kanûnî’nin emriyle Bünyâmin’in serbest bırakıldığı gün Rodos’un fethedildiğini yazdı. Rodos 5 Safer 929’da (24 Aralık 1522) fethedilmiş olduğuna göre yukarıdaki rivayet doğru ise Bünyâmin’in bu tarihten sonra ölmüş olması gerekir. Sarı Abdullah Efendi’nin Kefevî’nin verdiği ölüm tarihini görmezden gelerek Bünyâmin’i Kanûnî devrine yetişmiş göstermesi, onu Ömer Sikkînî’nin halifesi olarak takdim etme gayretiyle açıklanabilir. Zira 929’dan sonra ölen birinin 833’te vefat eden Hacı Bayrâm-ı Velî’ye halife olması mümkün değildir. Bünyâmin Ayâşî Hacı Bayrâm-ı Velî’nin halifesi olarak kabul edildiği takdirde Bayramiyye’nin Ömer Sikkînî’ye nisbet edilen Melâmiyye kolunun silsilesini onunla başlatmak gerekir. Ancak bugün elde bulunan bilgiler çerçevesinde bu konuda kesin sonuca ulaşmak oldukça güç görünüyor.
Atâî, Bünyâmin’in, kendi halifesi olan Pîr Ali Aksarâyî’nin oğlu meşhur Oğlan Şeyh’in adını ileride idam edileceğinin işareti olarak İsmâil koyduğunu söyler ve bu suretle onun keramet sahibi olduğuna dikkat çeker. Nitekim Oğlan Şeyh diye tanınan İsmâil Ma‘şûkī, Şeyhülislâm İbn Kemal’in fetvasıyla idam edildi.
Medrese, hamam gibi vakıfları da bulunuyor
Bünyâmin Ayâşî’nin Aziz Rûşen Efendi, Sivaslı Osman Efendi ve Bolulu Süleyman Efendi adlı üç halifesi daha olmakla birlikte Melâmî silsilesi Bünyâmin’in ölümünden sonra Pîr Ali Aksarâyî ve oğlu İsmâil Ma‘şûkī vasıtasıyla devam etmiştir. Türbesi Ayaş’ta kendi adıyla anılan caminin yanındadır. Aynı yerde medrese, hamam gibi vakıfları da bulunmaktadır.