Anadolu’nun en eski dokumacılık sanatı olan halı ve kilim hala değerini korumaktadır. İnsanlar önceleri hayvan postları ve bitki sap ve lifleriyle dokuma yapmışlardır. Vücutlarını da bu sayede korumuşlardır. Dokumacılığın böyle başlaması ile birlikte yün ve pamuk dokumaları ile günümüze kadar gelerek değerini korumaya devam ediyordur. Çoğu kişinin merakı ve güzelliğine doğallığına hayran kalmalarına neden olan dokuma uğraş gerektiren bir sanattır.
Eskiden insanlar olumsuz hava koşullarından dolayı hayvan postu ile çadırlarını örttükleri söylenir. Bu nedenle çadıra su girmesini engellediklerini fark etmişlerdir. Daha sonra ise yerde toprak zeminden kendilerini korumak amacıyla kilim adı verilen zemin kaplama yöntemini bulmuşlardır. Daha sonra ise pile adı verilen dokumayı yaparak esnek özelliği sayesinde yanlarında bile taşımalarını sağlamışlardır. Uyku çantası olarak da kullanılan pile o zamanlar için hayatı kolaylaştıran unsurlardan olmuştur.
Selçuklu döneminde ticaret açısından halı dokumacılığının geliştiği gözlenir. Günümüze kadar ise bu sanat birçok şehirde hala devam etmektedir. Kurslar sayesinde merakı olan birçok vatandaş öğrenerek sanatın devam etmesi sağlanır.
Eski söylemlere göre ise halı ve kilimlere boncuk ya da saç kılı bırakılırmış. İnanışa göre bunun uğur getirileceği söylenirmiş. Renkler doğal yollarla mesela bitkilerin köklerinden elde edilen boyalarla yapılırmış. Bu da doğal bir görünüm sergilemesini sağlarmış.