Pek çok ülkede çocukların belirli bir yaşa kadar düzenli ücretli işleri olmamasına rağmen, düzenli aralıklarla tatillere de ihtiyaçları vardır. Ne de olsa kreş ve okul da işle ilişkilidir: Her iki tesiste de çocuklar randevularına uymak, kurallara uymak, konsantre olmak ve performans sergilemek zorundadır. Sosyal etkileşimde tavizler vermek, bazen pes etmek, bazen de kendilerini öne sürmek zorundadırlar.
Buna kalıcı arka plan gürültüsü de eklenir, çünkü sınıflardaki ortalama gürültü seviyesi 65 desibeldir – gürültü kirliliğine 55 desibel yüksek ses denir. Bu durum iyi işiten çocuklarda bile fiziksel ve psikolojik izler bırakır; gürültü seviyesi arttıkça performansları düşer. İşitme kaybı olan çocuklar daha da fazla etkilenir. Sadece sürekli sese maruz kalmaya katlanmak zorunda değiller, aynı zamanda gürültü seviyesi arttığında kaostan önemli akustik bilgileri filtrelemekte daha büyük zorluklar yaşıyorlar.
Aynısı tüm çocuklar için geçerlidir: Uzun süreli stres sağlıkları üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. Bazıları karın ağrısı veya baş ağrısından şikayet ederken, diğerleri konsantre olmakta veya uykuya dalmakta ve uykuyu sürdürmekte zorluk çekmektedir. Bazıları iştahsızlık ve halsizlikten muzdaripken, diğerleri strese sinirlilik ile tepki verir.
Tatiller bu nedenle dünya çapında okul yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır ve yaz tatilinin uzunluğu bazen büyük ölçüde değişir.