Ülke genelinde kadın cinayetleri ve şiddet olaylarına karşı tepkiler her geçen gün daha da büyüyor. Son olarak Narin cinayeti ile başlayan ve ardından gelen kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve cinayet olayları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Kadınlar, bu şiddet döngüsünün sona ermesi için seslerini yükselterek sokaklarda eylemler düzenliyor ve yetkililerden etkili adımlar atılmasını talep ediyor. Kadın örgütleri ve dernekler de bu talebi daha geniş bir platformda dile getiriyor. Bu derneklerden biri olan 29 Ekim Kadınları Derneği. Derneğin Genel Başkan Yardımcısı Nuran Heper, konuya ilişkin Polatlı Postası’na özel açıklamada bulundu. Heper, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden gündeme alınması gerektiğini vurgularken, kadınların haklarını ve yaşam güvenliklerini savunmak için verdikleri mücadelenin sürdüğünü ifade etti.
Heper, ülke genelindeki kadın dernekleri olarak en büyük görevlerinin kadınları bir araya getirmek, kadın haklarını savunmak ve Cumhuriyet değerlerini korumak olduğunu belirtti. İstanbul Sözleşmesi’nin hayati önemine değinen Heper, "Bizim için İstanbul Sözleşmesi vazgeçilmezdir; tek söyleyeceğimiz şey: İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Bugün ülkemizde her gün onlarca kadın öldürülüyor. En son Narin cinayeti ve Sıla’ya yapılan tecavüz olayı hepimizin yüreğini yaktı. Bu olaylarda, ne yazık ki bir köy sustu ve aileler dahi sessiz kaldı. Umuyoruz ki bu suçları işleyenler en kısa sürede en ağır cezalarla karşılaşır. Temennimiz, ülkemizin bu karanlık dönemden bir an önce kurtulmasıdır” dedi.
"BU SORUNU ÇÖZMEK ZORUNDAYIZ"
Kadın cinayetlerine karşı cezaların caydırıcı olmamasının, yaşanan ekonomik krizle birlikte kadına yönelik şiddeti tetiklediğine dikkat çeken Heper, kadınların yeterince korunamadığını vurguladı. Boşanmak isteyen kadınların koruma talep ettiklerinde dahi güvende olmadıklarını belirten Heper, kadınların adliye önlerinde bile cinayete kurban gittiğini ifade etti. Heper, “Artık her gün bir kadın ya da kız çocuğunun kaybolduğunu, üniversite öğrencilerinin günler sonra cesetlerinin bulunduğunu duyuyoruz. Bu tablo hem ülkemiz hem de kadın dernekleri açısından büyük bir acıdır. Ancak tüm kadın dernekleri olarak Türkiye genelinde ayaktayız; her gün bir eylem düzenliyoruz. Bu sorunu çözmek zorundayız” diye konuştu.
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YENİDEN GÜNDEME GELECEK"
Heper, Türkiye’de kadın haklarını ve yaşam güvenliğini sağlama noktasında önemli bir yasal güvence olan İstanbul Sözleşmesi’nin ani bir kararla feshedildiğini, bu kararın kadınlar açısından büyük bir hayal kırıklığı yarattığını belirtti. İstanbul Sözleşmesi'nin feshi sonrası sokaktaki erkeklerin bu durumu kendileri açısından bir rahatlama olarak yorumladıklarını söyleyen Heper, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bizler, kadınlar olarak haklarımızı yeniden kazanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi için gerekli adımların atılması şarttır. Bu sözleşme yürürlükte olmadığında, kadınların yaşam hakkı tehlikeye giriyor. Bir gece ansızın feshedilen İstanbul Sözleşmesi yeniden gündeme gelecek ve kadınların hakları geri alınacaktır. Kadınların daha güvenli bir toplumda yaşaması için mücadelemize her gün daha güçlü bir şekilde devam edeceğiz.”